15 Temmuz 2015 Çarşamba

Anadolu Medeniyetleri Müzesi


Müze gezmek benim için bir tutku ve işimin parçası. Saatlerimi harcayabilirim. Kızım da bana benziyor o da çok seviyor. Müze gezmeyi sevdiğim kadar müze mağazalarından alış veriş yapmayı da çok seviyorum. Blogumda artık bu alışverişlerime de yer ayırmaya karar verdim. Belki beğendiğiniz bir şey olur fikir verir.  Yeğenimin mezuniyeti nedeniyle (ki çok gururlandık Hacettepe İngilizce Uluslararası İlişkiler Bölüm 3. olarak mezun oldu) Ankara'ya gittik geçtiğimiz haftalarda. Yeni restore edilen müzeye gittik Almina ile. Müze gezimizi aşağıdaki slaytlardan takip edebilirsiniz. 





Gelelim müze  mağazasından aldıklarıma. Elbette müzenin bence en güzel eserlerinden biri Törensel Güneş Kursu.



 Atina kentinin sikkesi şeklinde küpe.


 Geçen bir arkadaşım "Ya bu arkeologların olmazsa olmazı bez çanta mı?" diye sordu. Evet nedense çok severiz :) ufak bir bez çanta koleksiyonum var. Bu da yeni parçası.


 Kart almadan asla çıkmam :) 


 Bu kaleme ba-yıl-dım Sparta miğferi şeklinde ucu ve minik bir de not defteri aldım. Kalem ama çok güzel. 


 Siz benim buzdolabı gördünüz mü? Ben de göremiyorum zira üstü magnet dolu bir gün onu da paylaşayım :) 


 Taklit bir sikke. Nümizmatik Hocam'ın kulakları çınlasın. Bize ders anlatırken elinde 2000 yıllık paraları tutar yeri gelince de "bak işte bu" derdi. Biz de bir gün ekmek alırken bir drahmi verecek diye gülerdik. 


Ayraçlarım olmadan asla. Bunlar da koleksiyonumun yeni cicileri. 

Siz en çok neyi sevdiniz :) 

14 Temmuz 2015 Salı

Ağlamak İstiyorum


2000'li yılların başında İzmit Real AVM'de D&R açılmıştı. Çok mutlu olmuştum. Artık CD, Kitap almak için İstanbul'a gitmeye ya da Antalya'ya dönmeyi beklemeye gerek yoktu (Antalya'da okuyordum). Hatırlıyorum neredeyse yaz tatilimi D&R'da geçirmiştim. O sıralarda bir diğer mutluluğum Carrefour AVM'deki İnkılap Kitabeviydi. Ben hep oralardaydım. Ama nedense sonra peşi sıra kapandılar. Çok mutsuzdum. Sonra okulum bitip İzmit'te dönünce daha da mutsuz oldum. Neyse ki İstanbul yakındı. Çalışmaya başlayınca internetten kitap almaya başladım. Ama elbette eline alıp biraz göz atmanın keyfi bir başka. Yıllardır "keşke yeniden açılsa" dedik durduk İzmit'li kitap kurtları olarak. Veeee nihayet Symbol AVM de artık yine yeni yeniden bir D&R' ımız var. Çok da güzel. Hemen fotoğrafını çekip Instagramda paylaştım :) Fotoğraf çekerken çevremdekiler biraz tuhaf tuhaf baktılar :) 

Hemen alış veriş yaptık. En sevindiğim şeyse Sabit Fikir'i fellik fellik aramak zorunda kalmayacağım. 5 liraya da çok güzel kitaplar vardı ben Dünya Ağrısı'nı aldım. Instagram'da fotoğrafı paylaşınca "Aaa İzmit'te nasıl D&R yok muydu?" diye yorumlar geldi. Ya işte böyle şok edici bir durumdu çok şükür bitti :) 




12 Temmuz 2015 Pazar

Buket Uzuner - Uyumsuz Defne Kaman'ın Maceraları Su

 
 
 
Uzun zamandır okumuyordum Buket Uzuner'i. Çok sevdiğim iki kitabı Kumral Ada Mavi Tuna ve İki Yeşil Su Samuru'nun tadı hala damağımda. Öneri isteyen pek çok arkadaşıma bu kitapları önermişimdir. Ama sonra nedense Buket Uzuner'in yeni kitaplarını almak okumak çok istememe rağmen araya başka şeyler girdi. Lisans tezi, yüksek lisans tezi, dersler v.b. Ta ki ikinci yüksek lisans tezim için araştırma yaparken tekrar karşılaşana kadar. Şamanizm ile ilgili bir araştırma yaparken buldum Defne Kaman'ı. İlk çıktığı zaman görmüştüm kitabı incelemiştim okumalı demiştim. Ama onlarca sayfalık kitap listemin minik bir maddesi olarak kalmıştı. Şamanizm olunca konu hemen aldım şans eseri kitabı sipariş ettiğim zaman ikinci kitabı Toprak da çıkmıştı onu da aldım. Kapak tasarımı şahane. Good Reads'de biraz olumsuz eleştirilmiş kitap. Ben çok severek okudum. Eski Türk inançlarına tam bir saygı duruşu niteliğinde. Şimdiye kadar ilgi duymayanlara temel bilgi veriyor ve en azından başka şeyler özellikle de Kutadgu Bilig'i okumaya teşvik ediyor.
 
Bu kitabı okurken aklıma bir soru takıldı. Lisedeyken bize verilen edebiyat derslerinde neden kitabı okutmak yerine kitap konusunda hiçbir fikir vermeyen, kitaptan alınmış bir kaç sayfa okutulurdu acaba? Örneğin edebiyat dersinde Homeros'un İlyada'sı konusu işlenirdi. İlyada'dan bir kaç sayfa okunur geçilirdi. Ben kişisel ilgim nedeniyle İlyada'nın tamamı okumuştum lisedeyken. Üniversiteye başladığımda 32 kişilik sınıfta Hocamız "Kim İlyada'yı okudu?" diye sorduğunda tek ben el kaldırmıştım. Bölümümüz Eskiçağ Dilleri idi. Neden bir hafta boyunca herkes İlyada'yı okuyup sonra üzerinde konuşmazdı. Ya da diğer eserlerde. Sadece bir hocam bana dönem ödevi olarak kitap incelemesi vermişti. Bu en severek yaptığım dönem ödeviydi. İlk dönem "Notre Dame'ın Kamburu" ikinci dönem de "Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç"ı seçmiştim.
 
Gerçi nedenini biraz anlıyorum. Üniversitedeki öğrencilerime (Arkeoloji Bölümü) ne zaman böyle okuma ödevi versem ki genelde onlar da İlyada okumamış olarak Üniversite'ye geldikleri için İlyada'yı okuma ödevi veriyorum, mırın kırın ediyorlar. Hatta bana "Hocam kitap okumasak Troy filmini izlesek" diyorlar. Demek lisedekilere okutmak daha zor olmalı. Bu konuya nereden geldim; Kutadgu Bilig'i çok iyi bilmeme rağmen hiç bir zaman başından sonuna kadar okumadım. Kim bilir daha neler kaçırıyoruz. Bir kitap kurdunun en büyük üzüntüsü ve korkusudur. Yeterince hayatı boyunca kitap okuyamamak. Bu nedenle Buket Uzuner güzel bir şey yapmış böyle değerli bir eseri ve satır aralarında geçen başka kitapları okuma isteği yaratmış. Bu bakımdan başarılı bulduğumu söyleyebilirim. Diğer yandan eleştirdiğim tek nokta sembollerin çok gözümüze sokulması. Adları, soyadları ve diğer bazı isimleri çok simgesel buldum. Bu öykünün inandırıcılığını biraz yitirmesine neden olmuş bence. Onun dışında Toprak'ı okumak için sabırsızlanıyorum. Tatilde yanımda götüreceğim.
 
Uyumsuz Defne Kaman'ın Maceralarının ilki Su, ikincisi Toprak dediğim gibi yeni basıldı. Onun da kapağına bayıldım. Su'yu okumaya zor bir gecede başladım. Kızım bademcik ameliyatı olmuştu. O gece haliyle ateşini kontrol etmek için eşimle nöbetleşe başında bekleyecektik. Üçe kadar ben bekleyecektim. İşte o gece okumaya başladım. Çok şükür kurabiyemin ateşi hiç çıkmadı normal bir gece geçirdik. 
 
Gazeteci Defne Kaman bir yaz gecesi bindiği vapurdan arkasında bir iz bırakmadan kaybolur. Komiser Ümit Kaman bir anda olayların içinde kendini bulur. Elindeki ilk ipucunu sahaf arkadaşı çözer. Ancak iş daha da garip bir hal alır. Defne Kaman'ın ailesinden Umay ninesi gizemi daha da arttırır. Komiser Ümit bir yandan bu işi çözmeye çalışırken diğer yandan aşkı için mücadelede etmeye başlar. 
 
Şamanizm'e ilginiz varsa kesinlikle öneririm. Çok da güzel bir yaz kitabı.
 
Ayrıca Buket Uzuner'in katıldığı ve Şamanizm'in konuşulduğu Öteki Gündem'in bu bölümünü de izlemenizi öneririm.
 
     
 
 
 
Buket Uzuner - Uyumsuz Defne Kaman'ın Maceraları Su
Everest Yayınları, 2014, İstanbul, ISBN:978-605-141-003-6, 329 Sayfa
 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...