Üç Perdelik Cinayet (Murder in Three Acts)
Agatha Christie
Altın Kİtaplar
1990, İstanbul
ISBN: 975-405-189-5
175 Sayfa
Çeviri: Gönül Suveren
Üç Perdelik Cinayet hem kişileri, hem olayın yapısı hem de çözümü ile gerçekten değişik bir kitap. Kitabın tek handikapı başta bir kaç sayfada kendini gösteren tatlı Poirot'nun bir daha 90'lı sayfaların sonunda ortaya çıkması. Bu biraz alınan keyfi kaçırıyor. Poirot en iyi düşünme metodu olarak saydığı iskambilden ev yaparken çözüyor olayı. Sonuç gerçekten şaşırtıcı. Zaten olayın açıklandığı an izleyecilerin de pek başta inanasıları gelmiyor.
Herşey bir davette yaşlı rahibin ölmesi ile başlıyor. Bir kaç kişi dışında bunun normal bir ölüm olduğuna kanaat getiriliyor. Bir süre sonra o davette bulunan Doktor Sir Bartholomew Strange evinde verdiği bir davette ölüyor. Ancak bu sefer bir cinayet olduğu anlaşılıyor. Doktorun en yakın arkadaşı aktör Sir Charles ve Bay Satterthwaite olayı incelemeye karar veriyorlar. Onlar araştırmalarına başladıktan epey bir süre sonra Hercule Poirot onlara katılıyor.
Keyifli bir polisiye her zaman dediğim gibi Poirot varsa benim beğenmemem söz konusu olamaz.
Sir Charles "Durun bakayım: Ah, evet haklısınız. Bir konuğu unuttum" Güldü. "Bunu duysaydı herhalde çok sinirlenirdi. Şimdiye kadar rastladığım en kendini beğenmiş adam o"
Bay Satterthwaite'in gözlerinde alaycı bir pırıltı belirdi. Çünkü o kendini beğenmiş insanların en başında aktörlerin geldiğini düşünürdü. Sir Charles Cartwrith'ın farklı olduğuna da inanmıyordu. "Kim bu adam?" diye sordu.
Sir Charles "Ufak tefek acayip bir adam." dedi. "Ama doğrusu çok da tanınmış biri. Belki ondan söz edildiğini duymuşsunuzdur. Hercule Poirot. Belçikalı."
Tiyatro konsepti çok ilginç bu kitabın. Yazını okuyunca bunun da özlediklerimden olduğunu farkettim, sağol canım, ellerine sağlık.
YanıtlaSilSanırım Canım biz hiç bıkmayacağız A.C. 'den :) Sevgiler
YanıtlaSil