31 Mayıs 2010 Pazartesi
18 Mayıs 2010 Salı
Yankı Yazgan- Düşe Kalka Büyümek

Yankı Yazgan
Doğan Kitap
2009 İstanbul
ISBN 978-605-111-135-3
222 Sayfa
Eskiden çocuklar daha az mı kıymetliydi? Bu kadar üzerine düşülmezdi. Gerçekten de düşe kalka büyürlerdi. Ama şimdi artık çiftler bir belki iki çocuk sahibi oluyorlar ve haliyle de daha kıymetli oluyorlar. Çocukların istekli değişti, teknoloji gelişti, hayattan beklentiler çoğaldı. Anne babalar bilinçlendi. Bu bilinç ile ilgili Yankı Yazgan, ruh sağlığı bilicinin farkındalığının arttığının ancak artan başvuruları bile karşılamaya yetecek kaynak olmamasından yakınıyor. Bilinçlenmek iyi ancak arz talep dengesisinin olmaması aileleri zor durumda bırakıyor.
13 Mayıs 2010 Perşembe
Hamdi Koç - İyi Dilekler Ülkesi

Hamdi Koç
Doğan Kitap
İstanbul 2009
ISBN 978-605-111-164-3
382 Sayfa
11 Mayıs 2010 Salı
7 Mayıs 2010 Cuma
Patrick Süskind - Koku

Patrick SÜSKİND
Can Yayınları
İstanbul 2010
ISBN 978-975-510-059-3
249 Sayfa
Düşünün böyle bir ortamda bir köpek kadar gelişmiş bir koku duyunuz olsun, ama kendi kokunuz olmasın. Tam bir tragedya. 18. yüzyıl Fransa'sında geçen hikayenin kahramanı Jean-Baptiste Grenouille işte tam da böyle bir durum da. Bahtsız bir bebeklik, çocukluk evresinden, sayısız acıdan, kederden, geçen Jean-Baptiste bir gün bir parfümcüyü etkilemeyi başarır ve koku üretme konusundaki dehasını gösterir. Ancak derken kendi kokusunun olmadığını fark eder ve işte o zaman herşey bir anda değişir. Kendi kokusunu yaratacaktır ama başkalarından önce kokularını çalması gerekecektir. İşte böylece kahramanımız seri katile dönüşür ve roman akar gider...
Koku elbette bir baş yapıt, insan öldürmek korkunç bir suç olsa da Jean- Baptiste'nin o kadar geçerli mazereti var ki kızamıyorsunuz. Keşke bir çözüm olsa diyorsunuz, ne olabilir diye düşünüyorsunuz. Hikaye zaten çarpıcı, bir de Süskind'in akıcı dili eklenince muhteşem bir eser ortaya çıkıyor. O çeşit çeşit kokuları betimlemesi o kadar gerçekçi ki. Koku gibi zor olan bir duyuyu anlatmakla kalmıyor, size kokuları duyuruyor.
Kitabın güç olsa da, olmaz deselerde filmi de yapıldı. Ben önce kitabını okumak da direndiğim için izlemedim. Artık izleyebilirim. O yüzden film ile ilgili bir yorum yapmıyorum. Daha önce de belirttiğim üzere iki tane başarılı bulduğum edebi uyarlama var ilki Yüzüklerin Efendisi- artık kitabı mi filmi mi daha çok seviyorum bilmiyorum- ikincisi Rüzgar Gibi Geçti -Vivien Leigh'ın muhteşem performansı ile film kitabın önüne geçmiş. Scarlet ona bakılarak yazılmış sanki-.
Koku'yu okumadıysanız okuyun, filmi izlediyseniz yine de okuyun. Her ikisini de yaptıysanız başka bir kitap okuyun, mesela Hamdi Koç İyi Dilekler Ülkesi muhteşem (yakında yazacağım bu kitabı)
5 Mayıs 2010 Çarşamba
Veli Sevin - Anadolu'nun Tarihi Coğrafyası

Veli Sevin
Türk Tarih Kurumu Yayınları
Ankara 2007
ISBN 975-16-0984-4
306 Sayfa
3 Mayıs 2010 Pazartesi
Dan Brown - Melekler ve Şeytanlar

Melekler ve Şeytanlar (Angels and Deamons)
Dan Brown
Altın Kitaplar
2005 İstanbul
ISBN: 9789752106406
528 Sayfa
Çeviri: Petek Demir
Nihayet ön yargımı bir tarafa bırakıp bir Dan Brown kitabı okumayı başardım. Arkadaşımın ısrarı ile biraz da. Aslında ben böyle gizemli, şifreli, sanatsal şeyleri çok severim. Bu tarz bir belgesel oldu mu bütün işi gücü bırakır seyrederim, kitap da okurum. Ama Dan Brown alınmasın ama onun kitaplarına karşı bir ön yargım gelişmiş ki nasıl oldu bende anlamadım. "Çok Satan Kitap Okumama Sendromu" sanırım benim durumum. Yazarımı kıskanırım, onu pek paylaşmayı sevmem, herkesin elinde görmek beni mutsuz eder. Sanırım gerçek kitap severlerde aynı sendrom vardır. Elbette bu özellikler yok diye de kimsenin kitap kurtluğuna da helal gelmez.
Da Vinci Şifresi'ni ve Melekler ve Şeytanlar'ı okumasam da eşimin ısrarı ile filmlerini de izlemiş bulundum. Filmler hoştu gerçekten. Tom Hanks, Robert Langdon karakteri için iyi bir seçim olduğunu düşünüyorum. Kitaba gelirsek. Çoğu okur Melekler ve Şeytanları, Da Vinci Şifresi'den sonra yazıldığını zannetse de aslında Melekler ve Şeytanlar 2., Da Vinci Şifresi'de 4. kitabı Brown'un. Bunda elbette Da Vinci Şifresi'nin başarısından sonra, yazarın diğer kitaplarını keşfedilmesi etken.

Roman CERN'de bir ceset bulunması ile başlıyor. Ceset Illuminati Ambigramı (sunulduğu şekliyle okunabildiği gibi, tam tersine çevrildiğinde de okunabilen grafiksel figürler) ile dağlanmış olması üzerine simge bilimci Robert Langdon olaya karışıyor. Öldürülen eski rahip fizikçi Leonardo Vetra'nın evlatlığı Vittoria Vetra'nın karşıt maddenin çalındığını fark etmesi ile yön değiştiriyor ve Olaylar Vatikan'da gerçekleşen Papalık seçimine uzanıyor.
Kitap olarak güzel, kolay okunuyor, gizemli, olaylar birbirini takip ediyor. Genel olarak yapılan "tatil kitabı" yorumuna katılıyorum. Ben filmini daha önce izlediğim için çok büyük keyif almasam da okunası bir kitap. Film mi iyi kitap mı? Sanırım film daha iyi. Da Vinci Şifresi'ni aynı arkadaşım ısrar etmediği sürece okumayı düşünmüyorum :)
