Macbeth
Wiliam Shakespeare
İş Bankası Yayınları
2006, İstanbul
ISBN: 975-458-204-1
108 Sayfa
Çeviri: Sabahattin Eyüpoğlu
“Çık elimden, korkunç leke çık diyorum sana! Bu bir... Bu iki... Tamam: Haydi şimdi. Cehennem ne karanlıkmış! Yazık, koca kralım benim. Yazıklar olsun! Bir asker korkar mı hiç? Ne diye korkuyorsun bilinmesinden? Kimin haddine bizden hesap sormak ? Bir ihtiyardan bu kadar kan akacağı kimin aklına gelirdi?”
En ünlü tiratlardan biridir ve çok sevdiğim Agatha Christie Noel'de Cinayet kitabında " İhtiyardan bu kadar kan akacağı kimin aklına gelirdi? kısmını kullanmıştır. Zaten o kitabı okuduktan sonra gelişti Shakespeare okumamız. Macbeth, okuduklarımın arasında beni en etkileyen oldu Cadılar ve Hekate çok sevdiğim figürler olduğu için burada da karşıma çıkmaları eseri daha çok sevmeme neden oldu sanırım.
Oyun Shakespeare'in en kısa eserlerinden olmasına rağmen öyle yoğun, her satırı öyle anlam yüklü ki. Satırları not etmekten uzun sürdü belki de okumam. Ama doyamadım tekrar tekrar okunacak ve okunmadığı zaman özlem duyulacak bir eser.
Oyunun ilk temsili 1606 yılında Kral I James ve Danimarka Kralı IV. Christian huzurunda oynanmıştır. Belki de bu yüzden Kral Duncan beceriksiz bir kral iken bu eserde üstün nitelikli bir krala dönüşür.
Macbeth rastladığı cadılardan kral olacağını öğrendikten sonra onu teslim alan bu arzu ve sonrasında işlediği cinayetler anlatılır eserde. Macbeth kötü bir karaktermiş gibi olsa da yine de farklıdır. III. Richard ve Iago gibi saf bir kötülük yoktur içinde ve onlar gibi zevk almaz yaptıklarından. Macbeth daha çok yükselme hırsının esiri olur. Yaptıklarından pişmanlık duyar ama o yola da girmiştir bir kere.
"Sebep yok onu öldürmem için, beni mahmuzlayan tek şey kendi yükselme hırsım."
Ya Lady Macbeth, edebiyat tarihinin en güçlü en gözü kara kadını bu kadar mı güzel betimlenir. Tiyatrocu olsam mutlaka oynamak isterdim.
Eğer okumadıysanız çok şey kaybetmişsiniz demektir tıpkı benim gibi.