30 Ağustos 2010 Pazartesi
21 Ağustos 2010 Cumartesi
Stuart Kelly - Kayıp Kitaplar Kitabı

Kayıp Kitaplar Kitabı (The Book of Lost Books)
Stuart Kelly
Bilgi Yayınevi
2009 Ankara
ISBN: 978-975-22-0285-6
477 Sayfa
Çeviri: Hakan Gür
Homeros'tan Dante'ye, Jane Austen'den Georges Perec'e kadar pek çok yazarın istekleri ya da istekleri dışında yazdıklarının nasıl kaybolduklarına dair çok güzel bir kitap Kayıp Kitaplar Kitabı. Meğer okuyamacağımız ne çok kitap varmış diye düşündürüyor. Zaten sağlam kitap kurtları var olan kitapların bile hepsini okuyamamanın verdiği hezeyanı yaşarken bir de kayıp kitapların üzüntüsü ona ekleniveriyor ki bu da biraz daha depresif bir durum yaratmıyor değil. Geçenlerde Kafka Haftasında Max Brod'un edebiyat dünyasındaki önemini ısrarla belirtmiştim. O olmasa Kafka'yı okuyamacaktık. Ancak herkes Kafka kadar sağlam bir dosta sahip değil anlaşılan.
Antikçağ ve Ortaçağ eserlerini kayıpları zaman sebebiyle normal karşılanabilir elbette. Ancak insanoğlunun savaş arzusu pek çok şeyin yanında sanat eserlerini de yok etmiştir. Çok değil yakın bir geçmişte Amerikan askerlerinin Irak'a getirdikleri demokrasi! sırasında Bağdat Müzesinin yağmalanmasını hatırlayın. Binlerce yıllık eserler hala kayıp.
Ancak yazarın ve batı dünyasının doğru bildiği yanlışı düzeltmek isterim. Kitapda İskenderiye kütüphanesinin Araplar tarafından yakıldığı yazılmış. Ancak Marcus Antonius ve Octavianus arasındaki savaşlar sırasında İskenderiye kütüphanesi yanmıştır.
Neler okuyamayacağım diye merak edersiniz bu kitap size göre. İyi okumalar.
19 Ağustos 2010 Perşembe
Tim Seldin - Harika Çocuk Nasıl Yetiştirilir?

Tim Seldin
Kaknüs Yayınları
2009 İstanbul
ISBN: 978-975-256-172-4
192 Sayfa
Çeviri: Tuğba Işık Ercan
Montessori Eğitimi son zamanlarda anne-bebek bloglarının gözdesi olan bir konu. Bir kaç yerde bende bu eğitim üzerine bir şeyler okuyunca konuyu daha derinlemesine araştırmaya karar verdim ve sıkı bir araştırmadan sonra Türkçe'ye çevrilmiş iki kitap buldum. Bunlardan ilki Tim Seldin'in kitabı. Öncelikle kitap tasarım bakımından çok hoş. Resimler, yazıların biçimi, yanlarda verilen bilgi kutucukları ile çok rahat okunan, neşeli bir kitap. Tabii kitabın adına bakıp da tipik kişisel gelişim kitabı gibi algılamayın. "Harika Çocuk" tanımı Montessori Eğitimine uygun yetişmiş, dünyayı keşfetmeye meraklı, kendine güvenen, bağımsız, dikkatli ve saygılı çocuk olarak kısaca tanımlanabilir. Yazar çocukken Montessori Eğitimi model alan bir okula gitmiş ve daha sonra aynı okulda öğretmenlik yapmış. 25 yıldır da okulda idareci olarak çalışıyor. Böylece yazarın yaşam tarzı haline gelmiş Montessori Eğitimi.
Nedir Montessori Eğitimi? Bu eğitim modeli çocuğun doğumu ile başlayan bir süreç. Sistem çok yönlü olduğundan bütün ya da parçalar halinde uygulanabilmesi ile oldukca etkili. Yüz yıldan fazla bir süredir tecrübe edilen Montessori sistemini uygulamak için Montessori öğretmeni olmak ya da Montessori Okulu olması gibi bir zorunluluğun olmadığını belirtiyor yazar. Zaten şu an Ankara'da bir kaç tane okul var. Önümüzdeki aylarda İstanbul'da tamamen veli destekli bir Montessori okulu açılacak.
Maria Montessori 1870 yılında İtalya'da doğdu. O yıllarda kadınların sosyal alanda olmaları hoş karşılanmıyordu ancak buna rağmen Maria Montessori pek çok engeli aşarak İtalya'da ilk kadın doktor olmayı başardı. Kariyerinin ilk dönemlerinde fakir çocukları ücretsiz tedavi ederken sistemini geliştirmeye başladı. Çocukların çok büyük bir potansiyel ile doğduklarını fark etti ve bu potansiyel doğru bir şekilde yönlendirildiğinde gelişebileceğini keşfetti. Bunu ispatlamak için 1907 yılında varoşlarda bir kreşin idareciliğini üstlendi. Fizik şartları kötü olan kreşte, çocuklarda öfkeli, sabırsız ve düzensizdi. İlk olarak temel temizlik ve benzeri işlerde nasıl yardım edeceklerini öğrenen çocuklar zamanla yemeklerin hazırlanmasından servisine kadar her işe katkıda bulundular. Bir süre önce olumsuz özellikleri olan çocuklar nazik olmuşlardı. Montessori küçük çocukların büyük eşyalar ile rahat edemediklerini fark edince boylarına uygun masa, sandalye, tabak, çatal v.s yaptırdı. Yerde oturmayı sevdiklerinde küçük birer halı vererek oyun alanlarını belirlemelerini istedi. Böylece zaman içinde bu kreş dünya çapında ilgi gördü. Bu okulları yaygınlaştırmak için doktorluğu bıraktı ve bu işe kanalize oldu.
Kitap pek çok Montessori Eğitimine uygun faaliyet sunuyor. Hepsi birbirinden eğlenceli. Henüz Türkiye'de emekleme aşamasında bile olmayan bu sistemi kitap sayesinde evinizde rahatlıkla uygulayabilirsiniz.
Kitabı okumaya başlarken yanıma post-it, kalem ve not defterimi almıştım bolca not alırım diye düşünerek. Ancak kitabın kendisi baştan sona not alıncak birbirinden güzel fikirler, öneriler ve bilgilerle dolu. Haliyle dönüp dönüp tekrar okuyacağım bir kitap. Yukarda bahsettiğim ikinci kitap ise Emel Çakıroğlu Wilbrant'ın "Maria Montessori Yöntemiyle Çocuk Eğitimi Sanatı". Önümüzdeki ay okunacaklar listemde.
Daha fazla bilgi için Montessori Eğitimi Bloguna bakabilirsiniz.
10 Ağustos 2010 Salı
Ahmet Hamdi Tanpınar - Huzur

Huzur
Ahmet Hamdi Tanpınar
Dergah Yayınları
2009 İstanbul
ISBN: 978-975-995-110-8
391 Sayfa
Ahmet Hamdi Tanpınar kendini çoktan ispatlamış kült bir yazar, benim yazacaklarım beyhude olabilir, bunun bilincinde olduğum için de nasıl yazsam diye kara kara düşünüyorum. Bu işe hiç kalkışmasa mıydım acaba? Klişe sözü tekrar edeyim o zaman; sürç-ü lisan edersem afola...
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın (1901-1962) en tanınan romanlarından biri olan Huzur ilk olarak 22 Şubat - 2 Haziran 1948 tarihlerinde Cumhuriyet Gazetesi tarafından tefrika edilmiştir. 1949 yılında ise kitap olarak basılmıştır.
Roman edebiyat otoriteleri tarafından Türk Edebiyatının en önemli aşk romanlarından biri olarak tanımlanır.
1939 yılında İstanbul'da tanık olduğumuz Nuran ve Mümtaz'ın imkansız aşkını anlatır. Nuran eşinden yeni ayrılmış bir çocuk annesi bir kadındır. Mümtaz ile ortak tanıdıkları vesilesiyle tanışırlar ve yaz boyunca İstanbul eşliğinde aşklarını yaşarlar. Sonbaharda evlenmeyi düşünürler. Ancak mevsim sonbahara döndükce aşkları imkansız bir hal almaya başlar. Çevrenin baskısı Nuran'ı daraltır.
Roman 4 bölümden oluşuyor ve her bölüm 4 ana karakterin adını taşıyor; İhsan, Nuran, Suat ve Mümtaz. Romanın adı gibi bir iç huzur arayan Mümtaz'ın gözünden olayları okuyoruz. II. Dünya savaşı arifesinde yaşanan gerginlikler de romana ahenk katan bir öge. Romanın en ilginç karakteri bana göre Suat. Suat eski Türk filmlerinde Önder Somer'in (ki çok severim, kendisini rahmetle anıyorum) oynadığı karakterin bir prototipi. Okumak isteyenlerin olabileceğini düşünerek çok da detay vermek istemiyorum. Eğer Kürk Mantolu Madonna'yı sevdiyseniz Huzur'u da seversiniz. Ayrıca belirtmek gerekir ki İstanbul ve alaturka müzik roman boyunca öyle güzel eşlik ediyor ki onlarda birer karaktere dönüşüyorlar.
Tanpınar'ın çok hoş bir özelliği var kahinlik mi desem yoksa engin bir öngörü mü? Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nde çizdiği atmosfer tam bir televole kültürüydü. Bu romanda da öyle bir cümle var ki bilmeseniz roman geçen sene yazıldı diye düşünürsünüz. Aynen aktarıyorum; "...çocuklarımızı muayyen yaşlara kadar okutmayı adet edindik. Bu çok güzel bir şey! Fakat günün birinde bu mekteplar sadece işsiz adam çıkaracak, bir yığın yarı münevver hayatı kaplayacak... o zaman ne olacak? Kriz..."
Tanpınar 60 yıl önce bu kadar üniversite açılacağını ve işsiz üniversite mezunlarının ortaya çıkacağını görmüş.
Tanpınar okumanız dileği ile...
2 Ağustos 2010 Pazartesi
Kafka Haftası Kitapları: Dava, Şato, Amerika; Özlem Fırtına - Kafka ve Amerika Hayali

