Ceza Sömürgesi (In der Strafkolonie)
Franz Kafka
Bordo Siyah Yayınları
2004 İstanbul
ISBN 975-8688-97-9
109 Sayfa
Çeviri: Evrim Tevfik Güney
Kitapda Kafka'nın bir uzun öyküsü Ceza Sömürgesi, bir kısa öyküsü Yasanın Önünde, nispeten biraz daha uzun iki öyküsü Açlık Cambazı ve Hüküm öyküleri yer alıyor.
Kafka'nın Dönüşüm öyküsü çok bilinmesine ve öne çıkmasına rağmen "Ceza Sömürgesi" Dönüşüm'den çok daha etkileyici. İnsanda buz gibi bir duş etkisi yapıyor. Öyküde idama mahkum edilenlerin cezalarını infaz eden bir subay ile sömürgeyi incelemeye gelmiş bir gezgin arasında geçen bir konuşmaya şahit oluruz. Subay, gezgine bir alet hakkında bilgi verir. Başta önemsemediğimiz bu aletin işlevini öğrendiğinizde öykü sizi içine daha doğrusu bir girdaba çekiyor ve ne olduğunuzu anlamadan en sonunda sizi dışarı fırlatıveriyor. Çok fazla detay vermek istemiyorum mutlaka okumalı diye düşünüyorum. Kafka'nın bu öyküsünün benim meşhur "Ölmeden Önce Okunması Gereken 1001 Kitap" listesine girmemesi beni hayal kırıklığına uğrattı. Ceza Sömürgesi'siz bir liste düşünemiyorum.
İkinci öykü "Yasanın Önünde". Dava'yı okuyanlar bilirler Katedral'de bölümünde rahip Josef K.'ya bir öykü anlatılır. Kitapdaki ikinci öykü rahibin anlattığı öykü. Hayatta okuyabileceğiniz en kısa ama en can alıcı öyküdür sanırım. Dava'yı okurken de etkilenmiştim. İnternette dolaşırken orjinalini buldum. Almanca okumak çok daha zevkli. Hele bu cümle: "Hier konnte niemand sonst einlass erhalten, denn dieser eingang war nur für dich bestimmt. ich gehe jetzt und schließe ihn." (Burada, senden başka kimse giriş izni alamazdı, çünkü bu giriş sadece sana ayrılmıştı. Şimdi gidip onu kapatıyorum.)
Üçüncü Öykü "Açlık Cambazı". Kafka'nın insanı sarsan öykü kurgusu burada da karşımıza çıkıyor. Aç kalarak sanatını icra eden bir cambaz anlatılıyor. Sonu gene şok edici.
Son öykü "Hüküm". Kafka'nın baba problemini yansıtan ve yine sarsıcı bir öykü.
Mutlaka okuyun, Kafka hiç okumadıysanız bence Dönüşüm'den değil Ceza Sömürgesi'nden başlayın, sonra da roman olarak Amerika'yı okuyun. Kafka detayları daha sonra...
Not: Bu hafta Poirot Haftası. Agatha Christie'nin zeki detektifi ve edebiyat tarihinin belki de en ilginç ve en ünlü kahramanı konuğumuz. İyi okumalar...
Henüz Kafka okumamış acaip bir KitapDelisi olarak utanıyorum şu anda...en kısa zamanda Kafka okunacak!
YanıtlaSil:)) sana şimdiden iyi okumalar Gizem'ciğim
YanıtlaSilkafka'nın dönüşüm ve şato'sunu okumuş biri olarak ceza sömürgesi'ni çok merak ettim.hemen evde kütüphaneyi deşip bulursam okuyacağım.küçük kızınız,ev ve iş arasında nasıl bu kadar okuyabiliyorsunuz onu da merak ediyorum.ben okuyamıyorum da! :))
YanıtlaSilSevgili Kara Kitap hoşgeldiniz öncelikle :) Ceza Sömürgesi'ni gerçekten okuyun derim. Okuma işine gelince bulduğum her anı değerlendiriyorum. Serviste iyi okuyorum ve gece kızım 10 da uyuyor o uyuduktan sonra epeyce okuyorum. Doğumdan sonra (kızım 10 aylık) televizyonu hayatımdan tamamen çıkardım (eskiden de çok izlemezdim gerçi) gerçekten ister istemez vakit çalıyor o da bir etken sanırım. Benim küçük sırrım bu :) yorumunuz için teşükkür ederim
YanıtlaSilBen de merak ettim bu kitabi. Aclik Cambazi bana -cok begenmemis olsam da- Knut Hamsun'un Aclik'ini hatirlatti. Okumam dilegiyle diyelim...
YanıtlaSilSevgili Özgür okumanı dilerim. Ama niye Açlık'ı sevmedim halbuki ben sevmiştim. Gerçi işte edebiyat böyle bir şey neyin seni etkileyeceğini bilemiyorsun :) Bende Ceza Sömürgesi'ni vaktim var diye okudum ama beni çok etkiledi bana "überraschung" dedi :))
YanıtlaSilAclik'i bir türlü sevememem Knut Hamsun takintimla alakali. Kendisinin atesli bir Nazi asigi ve Hitler'e methiyeler düzmüs biri olmasi bunda etken. Edebiyati ve bu politik durusu birbirinden ayirmak lazim aslinda ama pek beceremiyorum bunu maalesef...
YanıtlaSilherkes hata yapabilir o zaman Günter Grass da okumamak lazım ben pek takmıyorum böyle şeyleri milyonlarca Alman Hitler'in peşinden gitti aralarında bir kaç yazarın olması gayet doğal :)
YanıtlaSilOkumamak lazim demiyorum elbette :) Zaten yaptigim bir özelestiriydi. Insan okuduguna disardan bakmadigi sürece objektifligini kolayca kaybedebiliyor. Tipki ben ve Hamsun iliskisi gibi :)
YanıtlaSilevet katılıyorum ve öz eleştiri yapman çok güzel herkes hata yapabilir derken yanlış anlaşılmadı umarım Knut Hamsun'u kastettim :) insan hızlı düşünüp yazarken noktalama işaretlerine dikkat etmiyor :)
YanıtlaSilAgatha Christie'nin Hercule Poirot'dan bir süre sonra nefret ettiğini ,onun yakasını bırakmadığından yakındığını okuduğumda önce çok şaşırmıştım ama..
YanıtlaSilBu kadar keskin köşeleri olan,sağlam ve güven verici bir karakteri oluşturduktan sonra onun kendi başına buyruk hareket etmesi yazar için hakikaten asab bozucu olabilir. Fakat bu sıkıntı Poirot'nun gerçeğe yakınlığını gösteriyor ki, bu fevkalade bir şey..
Bu hafta onunla olmaktan çok mutluyum. :) İyi ki haberdar olmuşum ve davet edilmişim diyorum. Tekrar teşekkürler.
Evet onu bende okudum "gayet bencil ve kendini beğenmiş" olarak tanımlamış öyle olsa bile ona o kadar çok yakışıyor ki onda erdem gibi görünüyor.
YanıtlaSilSevgili Biblio Poirot haftamız burda sona ermesin arada devam edelim ne dersin? Daha sonra bir Poirot Kitabı yazarız. (ki keşke böyle bir şey yapabilsek)Katıldığın için ben kendi adıma teşekkür ederim :)
Merhabalar;
YanıtlaSilBen Kafka deyince hala Dönüşüm ve Dava Derim ama kitap kulübümüzün dün geceki sunumunda da sunumu yapan arkadaşımız da Sahilde Kafka 'yı anlatırken bahsedince ben de meraklandım. Sizi de okuyunca iyice pekişti. Teşekkürler
AYŞENİN KİTAP KULÜBÜNDEN
BİLLUR
Sevgili Billur Dönüşüm ve Dava elbette çok önemli ve güzel eserler ama tüm okuduklarımdan sonra artık Kafka demek Amerika ve Ceza Sömürgesi demek. Okumanızı kesinlikle öneririm hala etkisi altındayım. Okuduktan sonra da yorumunuzu beklerim teşekkürler sevgiler...
YanıtlaSilDönüşümden güzel bir öykü mü bilmem ama o bahsettiğiniz listeye kesinlikle girmesi gerekiyor bence...
YanıtlaSil