İki Yaşındaki Çocuğunuz Büyürken
Diane O'Connell
Beyaz Balina Yayınları
2000 İstanbul
ISBN: 975-8756-17-6
237 Sayfa
Çeviri: Özge Aydın
5. Bölüm: Dünyayı Nasıl Görüyorum
Montessori Eğitimi son zamanlarda anne-bebek bloglarının gözdesi olan bir konu. Bir kaç yerde bende bu eğitim üzerine bir şeyler okuyunca konuyu daha derinlemesine araştırmaya karar verdim ve sıkı bir araştırmadan sonra Türkçe'ye çevrilmiş iki kitap buldum. Bunlardan ilki Tim Seldin'in kitabı. Öncelikle kitap tasarım bakımından çok hoş. Resimler, yazıların biçimi, yanlarda verilen bilgi kutucukları ile çok rahat okunan, neşeli bir kitap. Tabii kitabın adına bakıp da tipik kişisel gelişim kitabı gibi algılamayın. "Harika Çocuk" tanımı Montessori Eğitimine uygun yetişmiş, dünyayı keşfetmeye meraklı, kendine güvenen, bağımsız, dikkatli ve saygılı çocuk olarak kısaca tanımlanabilir. Yazar çocukken Montessori Eğitimi model alan bir okula gitmiş ve daha sonra aynı okulda öğretmenlik yapmış. 25 yıldır da okulda idareci olarak çalışıyor. Böylece yazarın yaşam tarzı haline gelmiş Montessori Eğitimi.
Nedir Montessori Eğitimi? Bu eğitim modeli çocuğun doğumu ile başlayan bir süreç. Sistem çok yönlü olduğundan bütün ya da parçalar halinde uygulanabilmesi ile oldukca etkili. Yüz yıldan fazla bir süredir tecrübe edilen Montessori sistemini uygulamak için Montessori öğretmeni olmak ya da Montessori Okulu olması gibi bir zorunluluğun olmadığını belirtiyor yazar. Zaten şu an Ankara'da bir kaç tane okul var. Önümüzdeki aylarda İstanbul'da tamamen veli destekli bir Montessori okulu açılacak.
Maria Montessori 1870 yılında İtalya'da doğdu. O yıllarda kadınların sosyal alanda olmaları hoş karşılanmıyordu ancak buna rağmen Maria Montessori pek çok engeli aşarak İtalya'da ilk kadın doktor olmayı başardı. Kariyerinin ilk dönemlerinde fakir çocukları ücretsiz tedavi ederken sistemini geliştirmeye başladı. Çocukların çok büyük bir potansiyel ile doğduklarını fark etti ve bu potansiyel doğru bir şekilde yönlendirildiğinde gelişebileceğini keşfetti. Bunu ispatlamak için 1907 yılında varoşlarda bir kreşin idareciliğini üstlendi. Fizik şartları kötü olan kreşte, çocuklarda öfkeli, sabırsız ve düzensizdi. İlk olarak temel temizlik ve benzeri işlerde nasıl yardım edeceklerini öğrenen çocuklar zamanla yemeklerin hazırlanmasından servisine kadar her işe katkıda bulundular. Bir süre önce olumsuz özellikleri olan çocuklar nazik olmuşlardı. Montessori küçük çocukların büyük eşyalar ile rahat edemediklerini fark edince boylarına uygun masa, sandalye, tabak, çatal v.s yaptırdı. Yerde oturmayı sevdiklerinde küçük birer halı vererek oyun alanlarını belirlemelerini istedi. Böylece zaman içinde bu kreş dünya çapında ilgi gördü. Bu okulları yaygınlaştırmak için doktorluğu bıraktı ve bu işe kanalize oldu.
Kitap pek çok Montessori Eğitimine uygun faaliyet sunuyor. Hepsi birbirinden eğlenceli. Henüz Türkiye'de emekleme aşamasında bile olmayan bu sistemi kitap sayesinde evinizde rahatlıkla uygulayabilirsiniz.
Kitabı okumaya başlarken yanıma post-it, kalem ve not defterimi almıştım bolca not alırım diye düşünerek. Ancak kitabın kendisi baştan sona not alıncak birbirinden güzel fikirler, öneriler ve bilgilerle dolu. Haliyle dönüp dönüp tekrar okuyacağım bir kitap. Yukarda bahsettiğim ikinci kitap ise Emel Çakıroğlu Wilbrant'ın "Maria Montessori Yöntemiyle Çocuk Eğitimi Sanatı". Önümüzdeki ay okunacaklar listemde.
Daha fazla bilgi için Montessori Eğitimi Bloguna bakabilirsiniz.
Yazar Doç. Dr. Handan Asude Başal, eğitimin psikolojik temelleri üzerine yüksek lisans ve doktora yapmış, halen Uludağ Üniversitesinde akademik çalışmalarına devam etmekte.
Bölümleriyle çocuk gelişimi anlatılıyor. Bölümlerin sonlarında genişçe kaynakça verilmiş. O bölüm ile ilgili daha detaylı bilgi edinmek isteyenler için çok yararlı olmuş kaynakça. Kitap her ne kadar sade bir dille yazımış olsada akademik bir çalışmanın ürünü. Anne-Babaların yanında Öğretmenlere de hitap ediyor, onlara da önerilerde bulunuyor.
Hoca olmanın yanında (gerçi benim öğrencilerim üniversite öğrencisi), bende bir anneyim. Kitap listelerime daha çok bu tür kitaplar girmeye başladı. Anne- Baba olmak ne kadar iç güdüsel olsa da, öğrenilecek şeyler de mevcut. Elbette bazen kitaplar ne derse desin, gene de faydası olmuyor, uygulamak mümkün olmayabiliyor. Ama yine de bu konuda okumak çok önemli. Dediğim gibi, ben yeniden eski bilgilerimi tazeledim. Artık her daim canlı tutacağım.