30 Nisan 2012 Pazartesi

Agatha Christie - Bir Kadeh Şampanya



Bir Kadeh Şampanya (Sparkling Cyanide)

Agatha Christie

AKBA

1964, İstanbul

239 Sayfa

Nüveyre Gültekin 

Doğum günü masası yedi kişi için hazırlanmıştı... Masada altı kişi korkudan soğuk terler dökerek, müthiş bir şeyin vukuunu bekliyorlardı. Son derece güzel bir kadının doğum gününü kutlamak üzere toplanmışlardı. Ellerde şampanya kadehleri vardı... Gözlerde korku yanıp sönüyordu. Nihayet ışıklar azaltıldı, numaralar başladı... Davulların öfkeli uğultusu sona ererken ışıklar tekrar yandı... Doğum gününü kutlayan güzel kadın, masanın üstünde kapanmıştı. Yüzü mosmordu. Parmakları takallüs etmişti... Artık masada altı kişi idiler. Masadaki erkeklerin kalplerine aşk ve cinayet tohumları saçmış olan güzel kadın ölmüştü. Onu kim öldürmüştü? Çılgına çevirdiği aşıklarından biti mi? Kıskançlıktan kahrettiği kadınlardan biri mi? 
(Kitap tanıtım yazısından) 

Bu kitap en eski ve ilk okuduğum Agatha Christie'lerden biri. 1964 basımı olduğu için Türkçesi o kadar güzel ki. Hikayeyi bir ara bıraktım ve o Türkçeyi okudum özellikle. Öyle güzel kelimeler var ki; fıtreten, muaheze, varit... Bu sebeple sanırım biraz ağır kaldım. Kitabın yeni baskısındaki ismi  "Şampanyadaki Zehir". Yukarıdaki satırlardan da anlaşılacağı üzere çok zengin ve çok güzel bir kadın olan Rosemary Barton doğum günü yemeğinde ölür. Geçirdiği ağır grip nedeniyle melankoli yaşadığı ve intihar ettiği düşünülür ve dosya kapanır. Ancak kocası George Barton başta olmak üzere o gece yemekte bulunanlar Rosemary'i düşünmeye başlar. 

En iyi Christie'lerden biri ancak kitabı okurken hep bir eksiklik hissettim. O eksik elbette Poirot idi. O olsa roman tam olurmuş. Kitabın kahramanı Albay Race. Albay Race'i  daha öncede Kahverengi Elbiseli Adam, Nilde Ölüm ve Briç Masasında Cinayet kitaplarından anımsayabilirsiniz.  

Bahsettiğim gibi kitabı uzun yıllar önce okumuştum, olayı hatırlıyordum ama katili anımsayamamıştım. Gerçekten keyifle ve merakla okunacak bir kitap. Ayrıca Noel Kekinin Gizemi adlı öykü kitabında yer alan Sarı Süsen romanın minik bir versiyonu diyebiliriz. 


20 Nisan 2012 Cuma

Agatha Christie Haftası [23-30 Nisan 2012]


Ne zaman bir Agatha Christie kitabı okumaya başlasam "Keşke Canım Biblio ile okusak" diyorum. O olmadan sanki o kitaplar eksik kalıyor, o kadar alıştım ki onunla Agatha okumaya. Rahatladığımız bir dönem gelip çatınca hemen "Biraz Agatha okusak mı?" dedim. Canım arkadaşım da beni kırmadı ve yepyeni güzel bir haftaya başlıyoruz. Diğerleri gibi bu okumamızda herkese açık. 

Benim Christie'lerim:
Bir Kadeh Şampanya - Sparkling Cyanide
Hollow Malikanesi Cinayeti - The Hollow
Şeytan Dönemeci  - Taken at the Flood


Tesadüf eseri Şeytan Dönemeci ortak kitaplarımız. Sevgili Biblio'nun okuyacağı kitaplar burada. Ben şimdiden çok heyecanlıyım özellikle Hollow'u çok merak ediyorum. Bir Kadeh Şampanya'yı önceden okumuştum, olayı biraz hatırlıyorum ama neyse ki katili anımsamıyorum. Pazartesi günü tatil, kendime güzel bir kahve yapıp Bir Kadeh Şampanyaya'ya başlayacağım.


Şahane görselimiz Canım Biblio tarafından hazırladı. Teşekkür ederim tekrar. 


18 Nisan 2012 Çarşamba

Patrick Le Roux - Roma İmparatoruluğu


Roma İmapratorluğu  (L'Empire romain)


Patrick Le Roux


Dost Kitabevi


2006, Ankara


ISBN: 975-298-241-7


140 Sayfa


Çeviri: İsmail Yerguz




Toplulukların inatla özgürlüklerine bağlı olmalarının kurbanı olan Roma İmparatorluğu çok yavaş kaybolmuştur.


Acaba kayboldu mu? Ben hala yaşadığına inanıyorum bu muazzam imparatorluğun. Yıllardır okumaktan bıkmadım tarih. Lisans ve Yüksek Lisans'da hep Romalıları çalıştım. Ancak hiç bir zaman "Tamam artık ben oldum yeter" demedim. Ne zaman karşıma kendi alanımla ilgili bir yayın görsem okudum okurum çünkü çok seviyorum taa çocukluğumdan beridir. İlk Mısırlılara merak duymuştum, sonra Yunanlılar, Romalılar tüm tarih. Son yıllarda Ortaçağ ilgimi çekse de tarih dendi mi akan sular durur.

Daha önce bu serinin Sanat Tarihi'ni okumuştum. Bu minik dev kitaplar gerçekten çok faydalı. Öz bilgiye ulaşmanın en güzel yolu. 

Kitap dört ana bölüme ayrılmış:
1. Bölüm İmparatorluk ya da Roma'nın Gücü
2. Bölüm Yaşanan Dünyanın Yönetimi
3. Bölüm Seksen Milyon İnsan
4. Bölüm Tartışılan İmparatorluk

Özellikle arkeoloji ve tarih öğrencilerine tavsiye ederim. 

16 Nisan 2012 Pazartesi

Agatha Christie - Sıfıra Doğru


Sıfıra Doğru (Towards Zero)


Agatha Christie


Altın Kitaplar


2008, İstanbul


ISBN: 975-21-0173-9


176 Sayfa


Çeviri: Gönül Suveren



Güzel bir cinayet romanına benziyor bu. Fakat bildiğiniz gibi o hikayeler yanlış yerden başlarlar. Yani cinayetten. Oysa cinayet, olayın sonudur. Aslında hikaye bu cinayatten çok önce başlar. Bazen yıllara önce. Nedenler ve olaylar belli bazı kimseleri, belirli bir noktaya toplar. Belli bir günde belli bir saatte..."


Aynen böyle yapıyor Agatha Christie olayın öncesine gidiyor ve sıfıra doğru sayıyor. Battle'ın başrolde olduğu bu müthiş öykü beni çok etkiledi gerçekten. Şimdiye kadar Agatha Christie kitapları içinde en şeytani plana sahip olanıydı bana göre. Böyle ince hesap, böyle şeytanca hisler beni şok etti.  Çok başarılı buldum. Katili tahmin etmeyi bırakın ne düşüneceğimi bile bilemedim. Çok sevdim. Keşke Poirot olsa dedim. Poirot'u da çok özledim. Yeni bir Christie'ye başlamamak için zor tutuyorum kendimi. Bu arada Battle, olayı çözerken Poirot'dan yardım alıyor. Bu da çok hoşuma gitti. Poirot'nun müthiş simetri takıntısı Battle'a ilham veriyor. 

Hikayeye gelirsek her şey genç bir adamın intiharı ile başlıyor. Sonra yaşlı bir avukatın düşünceleri ve anılarına şahit oluyoruz. İlk defa katilin planlama aşamasına tanıklık edip yavaşça o eylül gününe gidiyoruz. Sıfıra yaklaşmaya başlıyoruz, adım adım...

Canım Biblio ile güzel planlarımız olacak yakın zamanda. Çok rahatım artık ÜDS'yi de yendim. Keyifle kitaplarıma gömülebilirim. Eğer bu ara siz de keyifli, heyecanlı bir şey arıyorsanız Sıfıra Doğru okuyun derim. Hem bana uğur da getirdi :) 


Henüz izlemediğim Miss Marple adapte edilmiş uyarlaması burada



2 Nisan 2012 Pazartesi

Debbie Macomber - Bir Yumak Mutluluk


Bir Yumak Mutluluk (A Good Yarn)

Debbie Macomber

Martı Yayınları

2011, İstanbul

ISBN: 6055420659

480 Sayfa

Çeviri: Ozan Aydın



Kanser tedavisi gören ve kanseri yenen Lydia Hoffman hayata tutunmak için bir iş yapmayı ister. Ancak bildiği tek şey uzun hastane günleri boyunca yaptığı örgülerdir. O da bir dükkan açmayı ister ve Bir Yumak Mutluluk adını verdiği dükkanını açar. Düzenlediği kurslarla yeni arkadaşları olur hayata tutunur. Ablası da ona yardımcı olur. Bir gün yeni bir kurs açmaya karar verir. Bu kursa yaşları, hayatları birbirinden farklı üç kursiyer katılır. Emekli kütüphaneci Elise Beaumont, eşinden yeni ayrılmış Bethanne Hamlin ve lise sona geçmiş Courtney Pulanski.

Her birinin kendince sorunları vardır. Biraz isteksiz başlarlar kursa ve hatta ilk gün pek de güzel geçmez. Ancak zamanla bir uyum yakalarlar ve hem sorunlarının üstesinden gelirler hem de sağlam bir dostluğun temelini atarlar. 

Açıkçası ben böyle romanlara biraz ön yargılıydım. "Kendini iyi hisset bak senden daha kötüleri var" gibi bir mesaj verdiklerini düşünüyordum. Ancak bana fizik tedavim sırasında hoş bir arkadaş oldu (Fizik tedavim sırasında okuyacak bol vakit buldum). Özellikle tatildeyken yada kafanız başka şeylerle meşgulken okumanız tavsiye olunur. Kitabın kahramanı ise bence neyse söylemeyeyim belki okumak istersiniz. Gerçekten onun yaptıkları peri masalı gibi.


Kitap bana çok sevdiğim biri tarafından hediye edildi. Teşekkür ederim tekrar :) 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...