26 Kasım 2012 Pazartesi

Stefan Zweig - Amok Koşucusu


Amok Koşucusu (Der Amokläufer)

Stefan Zweig

Can Yayınları

2004, İstanbul

ISBN: 975-510-145-4

189 Sayfa

Çeviri: İlknur Özdemir




Satranç ile gönlüme taht kurmuş olan Stefan Zweig Amok Koşucusu ile beni yeniden büyüledi. Kitapta başta Amok Koşucusu olmak üzere bütün öyküler sarsıcı. Elbette Amok Koşucusu bir başka ama diğer öyküler de muhteşem. Özellikle Madalya ve Leman Gölü Kıyısındaki Olay uzun süre düşündürdü beni. Kitaptaki öyküler:

  • Bir Çöküşün Öyküsü 
  • Madalya
  • Bazginlik
  • Amok Koşucusu
  • Ay Işığı Sokağı
  • Leporella 
  • Leman Gölü Kıyısındaki Olay
Amok Koşucusu Malezya ve Hindistan'da görülen bir tür çıldırma durumu. Zweig'ın kendinin de ölüm şekli olarak seçtiği intihar öykülerinde de kendini belli ediyor. İlk karısı ile intihar etmekten vazgeçen Zweig daha sonra ikinci karısıyla birlikte Hitler rejiminin kalıcı olduğunu sanmasıyla 22 Şubat 1942 yılında Rio De Janeiro'da intihar etti. O kadar başarılı bir yazar ki; okurken öykünün içine giriyorsunuz ve çıkmak, gerçek dünyaya dönmek epey bir süre alıyor. Bu öykü başta olmak üzere tüm öyküleriyle mutlaka okunmalı. Hatta defalarca okunmalı. Bu kadar muhteşem eserleri yorumlamak ne kadar zor... 

21 Kasım 2012 Çarşamba

Stieg Larsson - Ejderha Dövmeli Kız


Ejderha Dövmeli Kız (Man Som Hatar Kvinnor)

Stieg Larsson

Pegasus Yayınları 

İstanbul. 2011

ISBN:9786054263301

648 Sayfa

Çeviri: Ali Arda 



Herkesin yana yakıla bir dönem okuduğu kitap bir şekilde kendini önüme atınca "Peki okuyayım" dedim. Aslında Açlık Oyunları'nı alıp okumak isterken bulamadım bir türlü ve ısrarla rafta bu kitap gözüme çarptı. İlk 100 küsür sayfada oldukça sıkıldım diyebilirim. Sanırım 170. sayfalardan sonra gerçekten olaylar heyecanlı bir hal almaya ve kitaba yapışmaya başlıyorsunuz. İlk 170 sayfasını 3 - 4 günde geri kalanını 2 günde okudum. Kitapta en çok sevdiğim Mikael Blomkvist'in araştırma yaptığı sırada kaldığı kulübe ve kar manzaralı oldu. 

Yaşlı zengin Henrik Vanger'in yeğeni 1966 yılında bir aile yemeği sırasında ardında hiç iz bırakmadan ortadan kaybolur. O olaydan sonra çok araştırma yapılır ama Harriet'in ne cesedi ne kendisi bulunur. İşin en tuhaf yanı her yıl Henrik'in doğum gününde aldığı, göndereni belli olmayan kurutulmuş çiçeklerdir. Henrik bunun katilin bir oyunu olduğunu düşünür. O sırada başı yazdığı bir makaleden dertte olan Mikael Blomkvist'ten bu konuda yardım ister. Ondan katili bulmasını ister. Karşılığında küçük bir servet ve makalede adı geçen ünlü iş adamının yaptığı karanlık işlere dair belgeler vermeyi teklif eder. Mikael başta çok istemese de olaya dahil olur ve araştırmaya başlar. İşler karıştığı zaman da Ejderha Dövmeli Kız Lisbeth yardım etmeye başlar. 

Güzel vakit geçirtecek bir kitap. Kitabın iki de film uyarlaması mevcut. Biri İsveç yapımı diğeri de David Fincher'in. Henüz ikisini de izlemedim. Ancak edindiğim izlenim İsveç yapımı filmin daha başarılı olduğu yönünde. Eğer filmleri izlediyseniz yorum bırakırsanız sevinirim :) 

19 Kasım 2012 Pazartesi

Agatha Christie - Güvercinler Arasında Bir Kedi

Güvercinler Arasında Bir Kedi (Cat Among The Pigeons)

Agatha Christie

Altın Kitaplar 

İstanbul, 2012

ISBN: 9752114999

304 Sayfa

Çeviri: Çiğdem Öztekin 



Bu kitabın daha önce uyarlamasını izlemiş ve çok sevmiştim. Kronolojik okumam da sırasını beklerken beklemediğim bir anda giriverdi hayatıma. Tatilde yanıma aldığım Agatha Christie'lerim erken bitince Kuşadası D&R'a koşa koşa gittik. Kızım, eşim ve ben birer kitap aldık. Ben daha önceden bildiğim bu kitabı seçtim. Öykü yatılı bir kız okulunda geçiyor. Çocukluğumdan beri bu yatılı okul öyküleri hoşuma gider ki bunlardan en sevdiklerim Küçük Prenses ve Uzun Bacaklı Baba'dır. Bu öyküde de o yatılı okul disiplinli ve düzenli yaşamı çok güzel kurgulanmış. Karakterler çok özenli yaratılmış. Poirot'nun varlığı da elbette ayrı bir keyif. Gerçi epey sonradan olaya dahil oluyor. 

Gece yarısı spor salonunda ışık fark eden iki öğretmen salona geldiklerinde çok da sevilmeyen beden eğitimi öğretmeninin cesedi ile karşılaşırlar. Olaya anlam verilemez. Zaman ilerlerken öğrencilerden biri olayın nedenini keşfeder. Poirot'nun da olaya dahil olmasıyla karmakarışık olaylar yavaş yavaş çözülür. 

Oldukça uzun olmasına rağmen büyük bir merak ve heyecanla okunan şahane bir kitap. Uyarlamasını da izlemenizi tavsiye ederim. 

Not: Kurabiyem geniz eti ameliyatı olduğu için yazılarım biraz gecikti doğal olarak. Çok şükür şimdi iyi meleğim... 


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...