30 Eylül 2012 Pazar

Ağustos Ayı Kitap Ayracı


Biraz geç kalan bir post ama olsun :)
Üç boyutlu olduğu için biraz kötü görünüyor ama aslı şahane ;)

29 Eylül 2012 Cumartesi

Agatha Christie - Porsuk Ağacı Cinayeti

Porsuk Ağacı Cinayeti (A Pocket Full of Rye)

Agatha Christie

Altın Kitaplar

2006, İstanbul

ISBN: 975-21-0172-0

175 Sayfa

Çeviri: Gönül Suveren


 

Bir şarkı söyle. Altı peni, bir cep dolusu çavdar
Böreğin içinde pişirilen yirmi dört karatavuğun şarkısını
Börek kesildiği zaman karatavuklar ötmeye başlamış.
Tam krala göre bir yemek değil mi bu?
Kral, hazinesindeymiş. Parasını sayıyormuş.
Kraliçe odasında ekmekle bal yiyormuş.
Hizmetçi bahçede çamaşırları asıyormuş.
Bir serçe gelerek burnunu gagalayıvermiş.

 
Yine Agatha Christie'nin bir çocuk tekerlemesinden esinlenerek işlenmiş bir cinayet romanı. Bir polisiye romandan beklenilenleri fazlasıyla karşılıyor. Tek takıldığım nokta Miss Marple'ın -evet bu bir Miss Marple romanı- olaya dahil olma şekli. Biraz zorlama gibi geldi bana. Güya eski hizmetçisini merak ettiği ve polise onun ile ilgili bilgi vermek için kalkıp olay mahaline geldiğini söylüyor. Onun dışında gayet iyi kurgulanmış bir cinayet. Katili tahmin etmek oldukça güç.

Zengin bir iş adamı Rex Fortescue ofisinde bir bardak çay içerken aniden fenalaşır ve ölür. Arkasından genç karısı ve hizmetçisi de ölünce işler tam bir karmaşa halini alır. Müfettiş Neele, Miss Marple'ın yardımını alarak bu işi neticenledirir.
 
Nispeten daha kısa olan roman hoş vakit geçirmek için ideal Christie'lerden. Uyarlaması burada.

Romanda sıkça geçen porsuk ağacını merak ettim. Okurken araştırdım ve gerçekten zehirli meyvelere sahip olduğunu öğrendim. Ne çok nebatat var hakkında birşey bilmediğimiz diye de şaştım. Nasıl bir şey derseniz sizin için bir fotoğrafını iliştiriyorum :)
 
 
 
 

28 Eylül 2012 Cuma

Agatha Christie - Cenazeden Sonra


Cenazeden Sonra (After the Funeral

Agatha Christie 

Altın Kitaplar

2009, İstanbul

ISBN: 975-21-0750-8

319 Sayfa

Çeviri: Çiğdem Öztekin



Pişman olmak zaman kaybından başka bir şey değil.

Maalesef önce dayanamayıp uyarlamasını izlemiş ve o zaman çok sevmiştim. Kitap hali elbette çok daha güzeldi. Hele muhteşem Enderby Malikanesi başlı başına bir karakter gibiydi. Öyle bir yerde yaşamanın hayali ile okudum heyecanlı satırları. Agatha Christie bu güzel roman için iyi ki de Poirot'u tercih etmiş. Kitabın sonunda kitabın 1963 yılında filme uyarlandığından ancak ne hikmetse senaryoda büyük bir değişiklik yapılarak Miss Marple, Poirot'nun yerini aldığından bahsediliyor. Ben bu uyarlamayı seyretmiş ve büyük keyif almıştım. 

Her şey Richard Abernethie'nin cenazesinde ailede biraz çatlak olarak bahsedilen Cora'nın "Aslında o cinayete kurban gitti değil mi?" sözleriyle başlar. Herkes bu durumdan rahatsız olur. Ailenin avukatı Entwhistle bu sözleri kuşku ile karşılar. Olayları biraz araştırmaya karar verdiği sırada yeni bir ölüm haberi ile sarsılır ve Cora'nın sözlerinde haklı olduğu anlaşılır. Avukat, Poirot'ya gider ve araştırma başlar. 

Romanda büyük öneme sahip bir eşya yeşil antika malahit bir masa. Muhtemelen böyle bir şey olmalı. En nihayetinde olay bu masa ile çözülüyor desem abartmış olmam sanırım. 

Benim çok sevdiklerimden biri oldu tavsiye ederim... 

27 Eylül 2012 Perşembe

Agatha Christie - Zarif Bir Cinayet Gecesi



Zarif Bir Cinayet Gecesi (They do it with Mirrors

Agatha Christie

Altın Kitaplar

1987, İstanbul

167 Sayfa

Çeviri: Gönül Suveren





Uzun zaman oldu Agatha kitapları biteli ama ben bir türlü yazamadım. Yepyeni bir yaşam tarzımız oldu. Hem kızımın kreşe başlaması hem benim okul hayatımdaki bazı değişiklikler bilgisayar başında uzun saatler geçirememe neden oldu. Bu arada kurabiyem hastalandı iyileşti, onun doğum günü partileri derken ben hastalandım. Bugün dersten çıkar çıkmaz hasta hasta oturdum bilgisayar başına ve yazayım dedim. O kadar uzun zaman oldu ki okuyalı, neredeyse katili bir an anımsayamadım :)

Bu kitabı önce bulamamıştım ve Sevgili Black Eagle bana göndermişti (Kargoda yapamadım :( özür ). Sonra başka bir arkadaşım Sevgili Suzan bana bu kitabı bulup göndermişti. Böylece okuyabildim. Miss Marple'lı başarılı bir roman Zarif Bir Cinayet Gecesi. Kitabın ismi bence fena değil en azından Yürüyen Ceset adından daha başarılı sanki. 

Miss Marple'ın çok eski arkadaşı varlıklı bir kadın olan Ruth Van Rydock kız kardeşi için çok endişelenmektedir. Bu durumu Miss Marple'a açar ve ondan yardım ister. Miss Marple seve seve kabul eder ve Ruth'un kardeşinin evine gider. Miss Maple Ruth'un kardeşi Carrie Louise'i yıllar sonra tekrar görür ve onun biraz gerçekler ile pek ilgisi olmadığını keşfeder. Evde kalanları tek tek inceleyen Miss Maple bir anda kendini bir cinayetin ortasında bulur ve cinayeti çözmek ona kalır. Katil ve cinayet çözümü gayet hoş ve gizem dolu. 

Çok keyifli ve sürükleyici bir kitap. Hazır sahaf festivali başlamışken denk gelirseniz alın derim. Ben çok severek okudum. Henüz izlemediğim uyarlaması burada

Edit (26.08.2014): Ne mutlu Altın Kitaplar bu ara yeni pek çok baskı yaptı. Çok uzun süre aradığım bir kitabın yeni baskını görmek çok mutlu edici. Kapağın içerikle pek bağlantısını kuramasam da yenilenmiş olması yeterli sanki. İki çeviri arasında yaklaşık 60 sayfalık bir fark var. Alıp bakmakta fayda var. 



10 Eylül 2012 Pazartesi

Agatha Christie - Hizmetçinin Ölümü - Bayan McGinty'nin Ölümü

Hizmetçinin Ölümü - Bayan McGinty'nin Ölümü

( Mrs McGinty's Dead)

Agatha Christie

Nil Yayınevi

1989, İstanbul

 152 Sayfa

Çeviri: Nihal Furgaç



Mrs. McGinty öldü.
Nasıl öldü?
Benim gibi diz çöktü.
Mrs. McGinty öldü.
Nasıl öldü?
Benim gibi elini uzattı.
Mrs. McGinty öldü.
Nasıl öldü?
İşte böyle öldü...
 
 
Agatha Christie'nin yine bir çocuk tekerlemesi kullandığı ve başrolde Poirot'nun olduğu bir kitap. Bu kitabın eski basımı var ben de. Bu kitabı ilk aldığımda Agatha Christie'nin adının olmasına rağmen onun olduğuna pek ihtimal vermemiştim çünkü yayınevi farklıydı. Ama kitabı okudukça hele Poirot'nun Bayan Summerhayes'ın dağınık hallerine gösterdiği tepkileri görünce inandım. Bayan Summerhayes gerçekten çok hoş bir tip. Poirot'nun taban tabana zıttı. O kadar dağınık ki artık Poirot dayanamıyor kadının dağıttıklarını topluyor ve cinayeti çözüveriyor. Bu da çok hoş bir detaydı :)
 
 
Polis Müdürü Spence, Poirot'yu ziyaret eder. Yakın zamanda öldürülen gündelikçi kadının katili olarak kiracısı tutuklanır. Ancak Spence içten içe kuşkulur ve Poirot'dan olayı bir kez de onun soruşturmasını ister. Poirot söz konusu olan küçük kasaba olan Broadhinny'e gelir ve ilk edindiği izlenim çok ilginçtir. Buradaki insanların hepsi de çok iyidir.
 
Agatha Christie'nin geçmişteki bir olaya da gayet güzelce bağladığı Poirot'nun da çok şık durduğu güzel bir roman. Romanda ayrıca  Poirot'ya Ariadne Oliver da eşlik ediyor. Ariadne'nin kendi eserinin tiyatroda oynanmasına sevinirken diğer  popüler zevklere hitap etmesi için saçma bir hale dönüşmesine gösterdiği tepkiler çok hoş.    Yeni baskısı var ve güzel de bir uyarlaması mevcut izlemek isterseniz burada. Sanırım yeni baskısını benim de almam lazım anladığım kadarıyla benim kitap bir miktar kırpılmış. Ariadne epey geri planda benim okuduğum baskıda. Sevgili Biblio ile okuduğumuz ortak kitap oldu bu kitap ayrıca bu sefer :)
 



3 Eylül 2012 Pazartesi

Agatha Christie - Bağdat'a Geldiler

Bağdat'a Geldiler (They came to Baghdad)
 
Agatha Christie
 
Altın Kitaplar
 
2006, İstanbul
 
ISBN: 975-21-0568-8
 
284 Sayfa
 
Çeviri: Gülden Şen



 
Bir an için Batılı değil, Doğulu kandan olmayı özledi. Başarma ya da başaramama olasılıkları için endişelenmemeyi, riskleri tekrar tekrar hesaplamamayı, kendine sürekli akıllıca ve ileriyi görerek plan yapıp yapmadığını sormamayı diledi. Bütün sorumluluğu Rahman'a Rahim'e yükleyebilmeyi. İnşallah başarırım!
 
Bağdat'a Geldiler biraz Kahverengi Elbiseli Adam tadındaydı. Ortada bir cinayet var ama asıl olay cinayeti çözmek değil. Biraz başlarda beni sıktı. Sıkmasının nedeni karakterlerin çokluğu ve girişin biraz girift oluşuydu sanırım. Tabii sonra konu ilerledikçe sıkılmam geçti. Polisiye değil Agatha Christie'nin casusluk türünde yazdığı romanlarından biri. Eğer çok da bu türü sevmiyorsanız, benim gibi külliyatı devirmek için okumak yerinde olur sanırım. Bu türde okumak isterseniz çok daha iyi yazılmış olanları var örneğin yukarıda bahsettiğim gibi Kahverengi Elbiseli Adam ve N veya M?
 
 
 ABD Başkanı ve Rus Diktatörü bir araya gelmek için Bağdat'ı seçerler ancak gizli bir yeraltı örgütü toplantıyı sabote etmeye ve kendi yeni dünya planlarını uygulamaya karar verirler. Tüm bunlardan habersiz Victoria Jones adında genç bir İngiliz bir aşkın peşine peşine düşerek Bağdat'a gelir. Tam da bu olayların kilit noktasına şahit olur. Otelde odasına yaralanmış bir halde gelen ajan " Şeytan... Basra... Lafarge..." sözcüklerini söyler ve ölür. Artık o da bu olayın bir parçası olur ve gizemi çözmeye çalışır.
 
Arkeolojinin de kitapda yer alması hoşuma gitti. Ancak dillere destan  Bağdat Müzesinin anlatıldığı satırlarda hüzün sardı beni. Hatırlarsanız sözüm ona ABD'nin demokrasi getirmeye çalıştığı Irak'ta Amerikalı askerler ve halk müzeyi yağmalamıştı.
 
 

1 Eylül 2012 Cumartesi

Agatha Christie - Cinayet İlanı

Cinayet İlanı (A Murder is announced)

Agatha Christie

Altın Kitaplar

2010, İstanbul

ISBN: 978-975-21-0910-0

240 Sayfa

Çeviri: Gönül Suveren




 
Sonra beklenmedik bir anda iki kez tabanca sesi duyuldu. Kurşunların vızıltısı odadakilerin neşesini kaçırıverdi. Birdenbire oyunun oyunluktan çıktığını fark etmişlerdi...
 
Cinayet İlanı, katili açısından çok farklı bir roman. Katili ima ederek okumamış olanların keyfini kaçırmaya niyetim yok. Aslında A.C. kitaplarını okurken aldığım büyük keyfi yazarken yaşayamıyorum. Çünkü katili bir şekilde deşifre etmek ve okumamış olanların tadını kaçırmak istemem. Bunu bir kere bir filmde çok yakın bir arkadaşıma yapmıştım o günden sonra bir daha yapmadım. [Tülay'cığım Kusursuz Dünya filminde Kevin Costner'ın öldüğünü söyledim için hala üzgünüm :( ] Katili ima etmemek için bin dereden su getirmeye çalışıyorum kimi zaman, kimi zamanda kısaca "şahane mutlaka okuyun" gibi klişelere sığınıyorum. Zaten biliyorum ki Roger Ackroyd'un sonunu yazan bir gazeteye kin kusmuştur kendisi haklı olarak. Sanırım Agatha Teyzem kitaplarını yazarken benim yorum yazdığım kadar zorlanmamıştır.
 
Cinayet İlanı'na gelirsem; belirttiğim gibi katil büyük bir sürpriz ve cinayet işlenmeden bunun ilan edilmesi de çok radikal ve hoş. Bu bakımdan başarılı bulduğum bir A.C romanı oldu. Başrolde Miss Marple var. Oldukça başarılı Miss Marple cinayet çözümünde ancak finalde yapılan minik oyunda Miss Marple biraz komik duruma düşmüş bence. Bu nokta biraz gereksiz gibi geldi bana katil kendini zaten ele veriyordu.
 
Chippin Cleghorn köyü sakinleri yerel gazetede bir ilan görürler: 29 Ekim Cuma günü saat 18.00'da Little Paddocks'ta bir cinayet işlenecektir. Bu ilanı okuyan dostların davetiye beklemeyerek Little Paddocks'a gelmeleri rica olunur.
 
Little Paddocks'da yaşayan Letitia Blacklock dostları önce merak ve endişe duyarlar. Sonra bunun son zamanlarda moda olan bir cinayet oyunu olacağını düşünürler. Aynı şekilde Bayan Blacklock'ta evinde kalan yeğeninden kuşku duyar. Yeğeni kesin bir şekilde ilanı kendisinin vermediğini söyler. Böylece meraklı dostları karşılamak ve olayı anlamak için hazırlık yaparlar. Gerçekten de yakın dostlar ilan dışında herşeyi bahane ederek belirtilen saatte eve gelirler. Ama şaka biz Türklerin güzel tabiriyle kaka olur ve gerçekten biri ölür.
 
Değişik bir A.C. romanı okumanız şiddetle tavsiye olunur. Ayrıca bu roman A.C.'nin 50. romanı olması nedeniyle de ayrı öneme sahip. Roman ilk yayınlandığında Londra Savoy otelinde büyük bir tanıtım ve kutlama partisi yapılmış. Henüz izlemediğim uyarlaması burada. Ben de en kısa zamanda izleyeceğim.
 
 
 
 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...