Bizans - Yeni Roma İmparatorluğu - (Byzantium The Empire of The New Rome)
Cyril MangoYapı Kredi Yayınlarıİstanbul 2008ISBN 978 975 08 1410 5342 SayfaÇeviri: Gül Çağalı GüvenMango alanında tam bir uzman ve bize Bizans'ı (ki aslında Bizim Bizans dediğimiz İmparatorluk Roma İmparatorluğu'dur ve kendilerine Romalı derlerdi. Constantinapolis ilk kurulduğunda adı Nea Roma - Yeni Roma- idi. Kurulmasından yaklaşık 3 - 4 sene sonra -İ.S. 330'lardan sonra- kurucusu Constantinus'un adı ile anılmaya başladı. Bizans ismi ise İ.Ö. 6 yüzyılda Yunanlı kolonistler tarafından tarihi yarımada üzerine kurulan kentin adı Byzantium'dan gelir. Bu adında kentin kurucusunun ismi Byzas'dan aldığı rivayet edilir. 16. yüzyılda bir Alman bilgin olan Hyronymus Wolf Bizans İmpartatorluğu terimini kullanmıştır ve bu isim zamanla yerleşmiştir) bilinen tarih metoduyla değil, belgesel diliyle anlatıyor. Klasik şu tarihde bu oldu anlatımından ziyade, bu tarz daha anlaşılır, daha akılda kalıcı olduğu için daha çok seviyorum. Ancak Mango'nun kitabı için bir miktar geç Roma tarihi bilmek elzem. Bilmeyen okur için bazı yerler havada kalabilir. Onun dışında kolay anlaşılır ve akademik açıdan sağlam bir kitap.
Mango, ilk bölüme Bizans'ı oluşturan halklar ve imparatorluk içinde konuşulan diller ile başlıyor. Daha sonra Toplum ve Ekonomi ile dönemin ekonomisini anlatıyor. Kentlerin Ortadan Kayboluşu ve Yeniden Canlanışı, Muhalifler, Manastır Hareketi ve Eğitim ilk bölümün diğer konuları; İkinci Bölüm bir Bizanslı'nın dünyayı nasıl kavradığı, din ile dünyayı nasıl yorumladığı üzerinde duruluyor. Hıristiyanlığın nasıl antikite düşüncesini yok ettiği bu bölümde irdeleniyor. Son bölüm de ise Bizans'ın Mirası üzerinde duruluyor, Edebiyat, Sanat ve Mimarlık alanlarında Bizans'dan bize kalan eserlerinden bahsediyor.
Bizim için Kahpe Bizans'dan daha fazla bir şey ifade etmeyen bu İmparatorluk Antik Çağın son büyük İmparatorluğu ve bize miras kalan en önemli tarihi varlık. Biz yakın bir zamana kadar Osmanlı'yı bile redederken Bizans'ın variscisi olmayı kimsenin, en azından büyük bir çoğunluğun istemediği çok net. Halbuki Bizans'ın gariban bir yönü var. Batıda hem Ortadoks olmasından hem de Doğu'da olmasında ötürü, biraz şimdi bizim yaşadığımız (Avrupa Birliği hala bizi alsa mı almasa mı bilemiyor ya) bir durumu yaşıyor. Batılı bilim adamlarının bir kısmı da Bizans'ı küçümserek ile ele alıyor. Halbuki asıl mesele koskoca Roma İmparatorluğu Doğu ve Batı olarak ikiye ayrıldıktan sonra ne oldu da Batı barbarlara dayanamayıp yıkılırken, Doğu'da keramet neydi de 1000 yıl daha (ki kaç Haçlı Seferi atlattı o bambaşka bir takdir konusu) ayakta kaldı. Bu yüzden yaşadığımız topraklar üzerinde hangi devlet olursa olsun sahip çıkmamız, tarihini öğrenmemiz şart. Özellikle Bizans tarihi alanında mutlaka bir araştırma enstitüsü ve mutlaka bir Bizans Müzesi açılmalı.
Yukarıda bahsettiğim üzere bir miktar Geç Roma tarihi öğrenmek için ise benim kült kitabım ve tavsiye listemde yer alan Michael Grant'ın Roma'dan Bizans'a kitabını şiddetle tavsiye ederim. Kitabı üç kere baştan sona, defalarca da bölüm bölüm okudum ve hala da çok zevk alarak her seferinde yeni bir şey keşfederek okurum. Kitap Geç Roma dönemi olan 5. yüzyılda yaşananları anlatarak Batı'nın çöküşü ile Doğu'nun ayakta kalmasının nedenlerine ışık tutuyor. Bu dönem tarihini okumak ve öğrenmek isterseniz önce Grant'ı okumanızı öneririm.
Bu arada çok hoşuma giden bir şey genelde Bizans ile ilgili kitapların kapak tasarımlarında Bizans'ın özel rengi erguvan rengin kullanılması.
Kızım Almina kendi kitabı "Pisi Kedi Nam Nam" yerine "Bizans"ı okumayı tercih etti... :)