23 Mayıs 2011 Pazartesi

Bohumil Hrabal - Sıkı Kontrol Edilen Trenler


Sıkı Kontrol Edilen Trenler

Bohumil Hrabal

Everest Yayınları

İstanbul, 2007

ISBN: 978-975-289-402-0

90 Sayfa

Çeviri: Zeyyat Selimoğlu




"Bizim istasyon şefi bay Hubiçka kadınları öteden beri iki kısma ayırırdı. Belinden aşağısı hürmetli olanlara, kontes gibi olanlara yani, popozella der, belinden yukarıya doğru göğüsleri hürmetli olanlara da memezilla adının verirdi."


İkinci dünya savaşında SS'lerin cirit attığı bir istasyonda böyle keyifli ve ironik bir öykü Sıkı Kontrol Edilen Trenler. Yazarı Bohumil Hrabal biraz gölgede kalmış olsa da en büyük hayranı Milan Kundera onu yere göğe sığdıramaz. Bunu sık sık dile getirir. Kundera'ya göre Hrabal'ın en önemli özelliği öykülerindeki neşedir.  Hayatın en çetrefilli yanlarını anlatırken bile neşeli anlatımını bırakmaz. Hrabal'ın Kundera kadar ünlü olamamasının en önemli nedeni ülkesini terk etmemesidir. Hrabal 1914 yılında doğdu. Hukuk eğitimi gördü ve 1940'ların sonuna kadar Prag'da yaşadı. 1950'lerde bir dökümhanede vasıfsız işçi olarak çalıştı. Bu sıralarda yazdığı gerçeküstü öykülerinde bu dökümhanenin ilham kaynağı olduğu söylenir. Çek edebiyatının özelllikle savaş sonrası en büyük yazarı olduğu kabul edilir. Hrabal 1997 yılında ortopedik bir rahatsızlıktan dolayı yattığı hastanenin penceresinden düşerek hayatını kaybeder. İntihar, kitaplarında işlediği bir konu olduğu için yazarın ilk olarak intihar ettiği düşünülür ancak güvercinlere yem verirken dengesini kaybederek düştüğü anlaşılır.

Öykümüz ise çok naif bir tespit ile başlıyor. Kahramanımız Miloş "Şu kırkbeş yılında, Almanlar bizim kent üzerindeki hava hakimiyetini elden kaçırdılar artık." diyerek başlıyor öyküsünü anlatmaya. Miloş istasyonda çalışır, öykünün diğer kahramanları ise güvercinlere düşkün müfettiş olma hayali kuran Müdür Bey ve İstasyon şefi Bay Hubiçka'dır. Bu Bay Hubiçka'nın çapkınlıkları dilllere destandır ve sürekli gündemdedir. Özellikle telgrafçı kız ile yaşadıkları hiç de unutulacak cinsden değildir. Miloş istasyonda gündelik hayatı anlatırken, diğer yandan da kendisi ile ilgili sorunları aralarda anlatmaktan kaçınmaz. Sevgilisiyle yaşadıkları ve aklının karmaşıklığına da tanık oluruz. Benim en hoşuma giden satırlar Miloş'un ailesini anlatığı ilk paragraflar oldu. Çeviri de Zeyyat Selimoğlu'na ait olunca çok keyifli bir okuma deneyimi oldu.  

Sıkı Kontrol Edilen Trenler'in bir de başarılı filmi var. Jiri Menzel tarafından çekilen film, 1967 yılında "En İyi Yabancı Film" Oscar'ını kazanır. Çek Edebiyatının en önemli ismi kabul edilen Hrabal'ın savaşı ironisi yapan bu öyküsünü okumanızı tavsiye ederim.  

6 yorum:

  1. Kitapla ve yazarıyla ilgili açıklayıcı bilgiler için çok teşekkürler...

    YanıtlaSil
  2. Okuduğunuz için ben teşekkür ederim sevgiler

    YanıtlaSil
  3. Sanırım Çek edebiyatı hiç okumadım ama yazından sonra ilgimi çekti bu öykü canım, böyle değişik bir kitaptan haberdar ettiğin için çok teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  4. Canım Biblio bu güzel yorumu okumak beni çok mutlu etti Sevgiler canım :)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...