Orhan Pamuk
İletişim Yayınları
2003, İstanbul
ISBN:9789754707113
472 Sayfa
Roman, 1591 yılında Osmanlı padişahı III. Murat'ın saltanat döneminde 9 gün süreyle karlı bir havada İstanbul'da geçer. Saray hattatları ve nakkaşları padişahın emriyle hazırlanan bir kitap için gizlice Frenk etkisi taşıyan resimler yaparlar. Bu ekibin başında Enişte vardır. Eniştenin kızı Şeküre ve teyzesinin oğlu Kara arasında yarım kalan aşkın gölgesinde cinayetler işlenir. Kara hem kitabı tamamlamak hem de katili bulmak için Enişte tarafından görevlendirilir.
Roman, polisiye bir tarihi roman. Minyatür sanatı üzerine bu kadar detay verilmesi daha önceden de ilgimi çeken bu sanata olan ilgimi arttırdı. Orhan Pamuk sadece iki yılını araştırmaya ayırarak dört yılda yazmış romanı. Kesinlikle üzerinde çok çalışılmış, incelenmiş. Bu bakımdan dört dörtlük. Romandaki sanatkarların anlattığı birbirinden güzel öyküler mest edici. Üslup olarak da çok hoş. Her bölüm bir kahramanın ağzından aktarılıyor ve bölüm adı da kahramanın adını taşıyor. Benim adım at, Benim Adım Ölüm gibi bölümler konuşamayan canlıların ve kavramların dile gelmesi bakımından çok etkileyiciydi. Özellikle ölüm anını anlattığı bölümü de çok başarılı bulduğumu söylemeliyim. Romanı Kara Kitap ile karşılaştıranlara hak vermemek elde değil. Özellikle romanın geçtiği mevsim olarak birbiriyle örtüşmekte. Ancak yine de hala Pamuk sıralamamda Kara Kitap bir numara. Benim Adım Kırmızı'yı Masumiyet Müzesi gibi biraz fazla uzun tutulmuş bulduğumu itiraf etmeliyim. Kimi bölümler olmasa daha akıcı ve daha keyifli bir roman olurdu. Kitapta Orhan Pamuk kendisinin ve annesi ile kardeşinin isimlerini de kullanmış.
Kitabınn son bölümünde Ranlı Şair Sarı Nazım ile Nazım Hikmet'e bir de saygı duruşu yapıyor ki bu da hoş detaylardan biri.
Merhabalar:)Benim de okunucaklar listemde iken bu yazı harika oldu:)
YanıtlaSilÇok sevindim iyi okumalar o zaman :)
SilBen ortaokuldaydım, 13-14 yaşlarındaydım, Orhan Pamuk, Nobel almıştı sanırım. O dönem mi almıştı yoksa o dönem mi konuşulmuştu bilmiyorum ama vay efendim ermeni soykırımını kabul ediyormuş, türk düşmanıymış diye konuşulmuştu. O zamandan bu zaman bilinç altımda en ufak bir ön yargı oluşturmadığım için kendimi tebrik etmek istiyorum öncelikle.
YanıtlaSilMasumiyet Müzesi'ne büyük bir merakla başlamıştım ama tam bir yeşilçam filmi mantığına sahip olduğunu düşünmüştüm. Yani hâlâ kendimi sorguluyorum ben mi anlayamadım diye ama tekrar okumaya da cesaretim yok.
Yine de yazara karşı ön yargılı değilim. Benim Adım Kırmızı'nın ise kapağını çok beğeniyorum. Okumak istiyorum, elime geçirsem affetmeyeceğim. Böyle de olumlu bir yorumla karşılaşmak iştahımı kabarttı :)
Yazımda da belirttiğim gibi aslında Masumiyet Müzesi bir 100-150 sayfa eksik olsaymış tam olurmuş bu kitap da biraz öyle ama Orhan Pamuk'un emeğine bakarak okunmalı diyorum
SilSevgiler :)
Kesinlikle en sevdiğim Orhan Pamuk romanıdır. Kara Kitap'ı henüz okumadım, Benim Adım Kırmızı'dan sonra ise Yeni Hayat çok etkilemiştir beni.
YanıtlaSilEvet onu da okumak istiyorum Sevgiler
SilOkumaya başlamıştım ama zamanı gelmediğinde galiba devam edememiştim bazen öyle olur ya , zamanı gelmeden okunmaz...
YanıtlaSilYorumla birlikte güzel bir tanıtım olmuş, teşekkürler:)
Ben teşekkür ederim evet kimi zaman öyle oluyor Sevgiler
Sil