31 Ocak 2013 Perşembe

Virginia Woolf Okumaları (Şubat 2012)



Canım Biblio ile yeni bir okuma planı yaptık. Bize eşlik eden değerli kitap severler de var. Bu bizi çok mutlu etti. Aslında bu yazı daha erken yazılacaktı ancak özel nedenlerden biraz gecikti. Eğer siz de katılmak isterseniz daha da çok seviniriz. Blogunuz var ise böyle bir yazı yazabilir okuyacaklarınızı bizimle paylaşabilirsiniz. 

Benim Kitaplarım:
- Dalgalar
- Kendine Ait Bir Oda
- Flush

Sevgili Biblio'nun yazısı burada. Kendisine bu muhteşem görsel için tekrar teşekkür ederim. Güzel bir şubat bekliyor bizi... 

24 Ocak 2013 Perşembe

Agatha Christie - 16.50 Treni


16.50 Treni (4.50 From Paddington)

Agatha Christie

Altın Kitaplar

2011, İstanbul

ISBN: 978-975-21--0467-9

288 Sayfa

Çeviri: Çiğdem Öztekin




Elspeth McGillicuddy noel alşverişini yapar ve trene biner. Bir ara uyuklayan Bayan McGilicuddy uyanır ve manzarayı izlemeye başlar. Bu sırada yandaki raydan aynı yöne giden bir tren yaklaşır. İki tren yan yana giderken bir pencerenin storu açlır ve Bayan McGillicuddy arkası dönük bir adamın bir kadını boğduğunu görür. Bir an ne yapacağını bilemeyen Bayan McGillicuddy felç olmuş gibi dona kalır. O sırada gelen kondüktöre olanları anlatır. Kondüktör pek inanmışa benzemese de yetkililere haber vereceğini söyler. İneceği istasyona gelen Bayan McGillicuddy bir taksi ile yakın arkadaşının evine gelir. Arkadaşı onu kapıda karşılar ve Bayan Mcgillicuddy hemen konuya girer "Jane bir cinayete tanık oldum". Miss Marple önce biraz kendine gelmesini ve sonra olanları anlatmasını ister. Miss Marple yaşı ilerlemesine karşı bu olayı çözmeye karar verir. Kendisine yardımcı olmak için becerikli, zeki genç bir kadın Lucy Eyelesbarrow'u seçer. Genç kadın da yardımı seve seve kabul eder ve araştırma başlar.

Agatha Christie'nin nedense böyle trende geçen roman ve öykülerini seviyorum. Daha önce Mavi Trenin Esrarı ve Doğu Ekspresi'nde Cinayet romanı ve Plymouth Ekspresi öyküsünde treni kullanmıştı. Ama bu sefer konu biraz daha ilginç. Yandaki trende olaya şahit olan yaşlı bir kadına pek fazla güvenilmiyor. Olayları rüyasında görmüş olduğunu düşünüyorlar. Ama Miss Marple inatla araştırmaya devam ediyor ve olayları çözümlüyor.

Romanın hemen hemen bire bir güzel bir uyarlaması var. Yılbaşı döneminde okumanızı öneririm. Ben çok sevdim.

17 Ocak 2013 Perşembe

Agatha Christie - Sonuncu Kurban



Sonuncu Kurban (Dead Man's Folly)

Agatha Christie

Altın Kitaplar

2006, İstanbul

ISBN: 9752106447

221 Sayfa

Çeviri: Gönül Suveren 




"Siz Spencer'ın şu mısralarını biliyor musunuz? 'Didinmekten sonra uyku, fırtınadan sonra liman, savaştan sonra rahat, hayattan sonra ölüm, çok memnun eder..."

Agatha Christie'nin özellikle bazı kitaplarında mekanlar o kadar önemli bir yer tutuyor ki... Öneminin yanı sıra Agatha Christie bir de güzel betimliyor, adeta orada yaşamışsınız hissine kapılıyorsunuz. Styles Köşkü, Chimney Köşkü, Hollow Malikanesi,  Enderby Malikanesi, Çingene Çergisi ilk aklıma gelenler. O kadar yaşayan yerler ki adını söyler söylemez aklımda canlanıveriyor. İşte Nasse Şatosu da öyle bir artık yer hafızamda capcanlı, oraya gitmişim gibi. Kitap bu okumamızda en beğendiğim 2. kitap oldu. Yine bir önceki yazımda belirttiğim gibi Poirot ilk sayfadan itibaren bizim ile. Bu benim için çok hoş oluyor. Ayrıca Poirot'ya polisiye yazarımız Ariadne Oliver da eşlik ediyor. Hatta herşey onun başının altından çıkıyor.

Kapağın konuyla bir ilgisi olmamasına rağmen hoşuma gittiğini de belirtmek isterim. 

Amy Folliat romanın en naif kişisi kuşkusuz. Onun öyküsüne üzülmemek elde değil.

Poirot sakin evinde otururken Miss Oliver'dan heyecanlı bir telefon alır. Nasse Şatosu'nda tertiplediği temsili bir cinayet oyunun izlemek ve cinayeti çözen kişiye ödülü vermek için Poirot'yu davet eder. Miss Lemmon, Poirot'nun gitmeyeceğini düşünür ama Poirot onu yanıltır. Trene zar zor yetişen Poirot Nasse Şatosuna varır. Miss Oliver'ın karmaşık oyununu anlamaya çalışır, orada yaşayan insanlarla tanışır. Bazı tuhaflıklar dikkatini çekse de oyunu beklemeye karar verir. Panayır başlar her şey yolunda gözükmektedir. Ta ki oyun gerçeğe dönüşene kadar.

"Poirot böyle bir cinayeti çözecek insanın çok zeki olması gerektiğini düşündü. Hatta, bu cinayeti çözebilecek birinin bulunabileceğinden bile emin değildi. Cinayet Oyunu'nun konusu sisler arasında kalmış gibi geliyordu ona."

14 Ocak 2013 Pazartesi

Agatha Christie - Üç Yanlış Üç Ceset


Üç Yanlış Üç Ceset ( Hickory Dickory Dock)

Agatha Christie 

Altın Kitapları

2010, İstanbul

ISBN: 978-975-21-0316-0

191 Sayfa

Çeviri: Gönül Suveren 




Bu kitap son dönemdeki çevirilere bakarak daha kısa. Bu yüzden biraz eksikmiş gibi bir duyguya kapılmama neden oldu. Başrolde bu sefer Poirot olduğu için de olsa gerek fazla kısa geldi. Sanırım bir günden biraz fazla bir sürede okudum. Kitabın en güzel yanı Poirot'nun roman açılır açılmaz yer alması. Bazı romanlarda Poirot çıksın bir an önce diye beklemeye gerek kalmıyor. Diğer güzellik titiz ve mükemmel (Poirot'nun sekreteri zaten böyle olmalı) sekreteri Miss Lemmon'un da romanda yer alması. Yanlış anımsamıyorsam bir  romanda ilk kez adı geçiyor. 

Miss Lemmon'un son günlerdeki dalgınlığı Poirot'nun dikkatini çeker. Bunun altında yatan sebep ise Miss Lemmon'un kız kardeşinin çalıştığı yurttaki hırsızlıklardır. Poirot için başta sıradan bir olay gibi görünse de çalınan eşyaların acayipliği ilgisini çeker. Olay ile ilgilenmeye başladığı sırada yaşanan şüpheli bir intihar işi büsbütün ilginç kılar. 

Mükemmel değil ama olayın karmaşık yapısı ve Poirot'nun hatırı için kesinlikle okunmaya değer. 


12 Ocak 2013 Cumartesi

Agatha Christie - Bilinmeyen Hedef



Bilinmeyen Hedef (Destination Unknown)

Agatha Christie 

Altın Kitaplar

2010, İstanbul

ISBN: 975-21-0732-X

270 Sayfa

Çeviri: Çiğdem Öztekin




Bilinmeyen Hedef Agatha Christie'nin casusluk romanlarından biri. Başlarda distopik bir dünya planı yapan bir takım güç odaklarının varlığından şüphelenilse de yapılanların arkasından çok değişik bir beyin ve amaç olduğu anlaşılıyor. Kahramanımız hayattan tüm umudu kesmiş, çocuğunu kaybetmiş, kocasından ayrılmış genç bir kadın. İntihar edeceği bir sırada odasına giren Tanımadığı biri ona bir teklifte bulunur. Son zamanlarda ortadan kaybolan bilim adamlarını bulmak için, ona son kaybolan bilim adamının karısının yerine geçmeyi önerir. Bu ilk bakışta Hilary'e çılgınca gelse de kabul eder. Biranda kendini maceralı bir yolculukta bulur ve en sonunda kocasının yanına götürülmek üzere bir merkeze doğru yola çıkar. Acaba bilim adamı onu görünce ne yapacak? 

Oldukça heyecanlı bir kitap. Ama ben polisiyelerini daha çok seviyorum. Casusluk söz konusu olunca Tommy ve Tuppence'li olanlarını seviyorum. Yine de hoş vakit geçirten güzel bir kitap. 


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...