Mavi Trenin Esrarı (The Mystery of the Blue Train)
Agatha Christie
Altın Kitaplar
2009, İstanbul
ISBN: 975-21-0596-3
286 Sayfa
Çeviri: Çiğdem Öztekin
Çok mutluyum ilk defa bir Agatha Christie kitabında katili tahmin edebildim gerçi Poirot söyleyene kadar çok da emin değildim. Ama yine de "Galiba o" diyip durdum. Çok güzeldi, Mavi Trenin Esrarı. Sanırım benim sevdiğim polisiye mekanlarının bir kolajı olduğu için bu kadar çok sevdim.
Ölüm Oyunu'nun sayfiye yeri, Doğu Ekspresinde Cinayet'in treni ve Roger Ackroyd Cinayeti'nin sakin, sessiz İngiliz kırsalı. Hepsi vardı bu romanda. Bir de mücevher. Polisiyelerde mücevher olmasını da çok seviyorum, Kahverengi Elbiseli Adam'da olduğu gibi. Başlarda Agatha Christie'nin Plymouth Ekspresi öyküsünü anımsatmadı değil. Plymouth Ekspresi öyküsünü de çok sevmiş tadı damağımda kalmıştı.
Konu kısaca; zengin bir kadın trende öldürülür, mücevherleri çalınır. Çok fazla şüphelinin olmaması da ayrı bir gizem katıyor. Agatha Christie'nin diğer romanlarına nispeten çok daha uzun bu romanı bana çok hoş saatler geçirtti. Poirot her zaman ki gibi beni kendine hayran bıraktı. Ancak bu sefer hayranlık listeme uşağı George da eklendi. George şahane bir karakter. Hele Poirot ile aralarında diyaloglar okunmaya değer. Benim en hoşuma gidenlerden biri:
"Sincap, Sevgili George, fındık fıstık toplar. Sonbaharda topladıklarını kışın yemek üzere depolar. Eğer insanlık bir başarıya ulaşacaksa George, hayvanlar dünyasından ders almalıyız. Ben bunu hep yaptım. Fare deliğinin önündeki kedi oldum. Koku peşinden giden ve burnunu peşinde olduğu izden ayırmayan iyi bir köpek oldum. Ve Sevgili George, sincap da oldum. Bir burada, bir orada belirli bir konuyu öğrenip depoladım. Şimdi depoma gidip bana gereken fındıkları alacağım. Tam ... evet tam on yedi yıl önce gerekli olacağı gün için sakladığım fındığı. Beni izleyebiliyor musun George?"
"Konservecilikte büyük ilerlemeler kaydedildiğini bilmeme rağmen," dedi George." Fındığın bu kadar uzun süre dayanabileceğini sanmazdım."
Poirot uşağa bakıp gülümsedi.
Çok şeker George, çok sevdim.
Bu roman Agatha Christie'nin hayatında bir dönüm noktası ayrıca bu bakımdan da ilginç. Eşinin onu aldattığını öğrenince, eşinden ayrılan Agatha Christie mutsuz ve umutsuzdur. Artık keyif için yaptığı yazarlığı hayatını kazanmak için profesyonel olarak yapmaya başlar. Bu anlamda bu roman onun ilk profesyonel romanı olur. Agatha Christie seviyorsanız Mavi Trenin Esrarını okumalısınız.
Şimdi Miss Marple'ın doğduğu ilk roman, Ölüm Çığlığı zamanı.
Bu Agatha Christie okumlarından sonra yorumlarınızı okuyunca kitaplaığımın tek Agatha Christie kitabı olan Sonuncu Kurban(beyoğlu sahaf festivalinden almıştım) geliyor aklıma....sanırım merakımdan okuyacağım bir müddet sonra:)))
YanıtlaSilBence hemen başlamalısın ;)
YanıtlaSilNe güzel anlatıyor değil mi Poirot? :) George da "eşi bulunmaz bir yardımcı" hakikaten.
YanıtlaSilBenim Nisan listemde yok ama yazından sonra tekrar okuyasım geldi Mavi Trenin Esrarı'nı. İsmi bile çok enteresan duruyor. Zaten kitap isimlerini de çok seviyorum Christie'nin.
Ölüm Çığlığı'ndaki Marple şekerlemelerine de bayılıyorum. Hani böyle bilir de bilmezden gelir, utanır gibi halleri var ya özellikle gençler hakkındaki düşünceleri çok eğlendiriyor beni.
Ellerine sağlık Deniz'cim. Yazı için çook teşekkürler canım.
Bende agatha chrıstıe çok seviyorum ben bi tek n veya m de katili/ajanı tahmin edebilmiştim on küçük zenci de de tahmin etmiştim ama sonradan fikrimi değiştirmiştim tabiki de :) belki buna da başlayabilirim ama ben böyle ters köşe olmayı çok seviyorum şimdi bulursam keyfim kaçar :P
YanıtlaSilCanım Biblio kesinlikle çok güzeldi. Evet isim bile esrarlı :) Miss Marple'a son sürat başladım, senin de belirtttiğin gibi imaları, bilip de bilmezden gelmeleri çok hoş. Şu an merakla bekliyorum acaba katil kim bu sefer tahmin edemeyeceğim sanırım.
YanıtlaSilSevgili KadirBey bence okuyun tahmin etseniz bile bunu Poirot'nun ağzından duymak için merakla okumaya devam ediyorsunuz.
Sevgiler