15 Şubat 2010 Pazartesi

Elif Şafak - Mahrem





Mahrem

Elif ŞAFAK

Metis Yayınları

2000 İstanbul

ISBN 978-975-342-285-7

229 Sayfa

Elif Şafak'ın geçen sene Aşk'ını okumuştum. Ondan önce Beşpeşe'yi (Beşbeşe'yi gerçekten tavsiye ederim çok ilginç bir çalışma. Roman 5 Bölümden oluşuyor ve her bölüm 5 farklı yazar tarafından yazılmış. Yazarlar Pınar Kür, Murathan Mungan, Faruk Ulay, Elif Şafak ve Celil Oker. Baskısı ve kapak tasarımı ile bence edebiyat dünyamız için çok farklı ve güzel bir çalışma). Elif Şafak hep okumak istediğim bir yazardı. Ancak genelde akademik yayınları takip ettiğim için, yeni yeni, yeniden Çağdaş Türk Edebiyatını keşfetmeye başlıyorum. Lise yıllarımda Buket Uzuner, Kürşat Başar, Ahmet Altan ve Ayşe Kulin'i sıkı takip ederdim. Lisans, Yüksek Lisans derken ister istemez çok iyi takip edemez olmuştum. Artık bol bol Çağdaş Türk edebiyatından roman okumak istiyorum.

Mahrem'e gelince... Mahrem yazarın 3. kitabı. Aslında ilk kitabından başlamak istiyordum. Ancak nedense elim Mahrem'e gitti. Mahrem'in alt başlığı "görmeye ve görülmeye dair bir roman" gerçekten de öyle. Dört yüzyıllık bir zaman periyodunda geçen, bakma, seyretme, seyredilme, görme, görülme kısacası göz ve görme ile ilgili öyküler ile sarılıyorsunuz. Romanın içinde yer alan "Nazar Sözlüğü" madde madde size eşlik ediyor. Kaldı ki romanda beni en etkiliyen bu sözlüğün maddeleri oldu. Bir röportajında Elif Şafak bu sözlüğe çok emek harcağından bahsetmişti. Gerçekten çok iyi çalışılmış, emek verilmiş ve hikayeyi tamamlamış. Çok da detay vermek istemiyorum zira okunması, hatta dönüp bir daha okunası bir roman "Mahrem".

Nazar Sözlüğü'nden

"Zıtlık: Göze sormuşlar: "En çok ne görmekten hoşlanırsın?" "Zıtlık," demiş, "bana zıtlık gösterin." Yaratıcı tanrıça Afrodit ile yıkıcı tanrı Ares'in yasak aşkını göstermişler. Afrodit ile Ares sadece geceleri buluşup, gün ağarmadan ayrılarak ilişkilerini gizlice sürdürüyorlarmış. Ama bir gece uyuyakalmışlar. Güneş gökyüzündeki yerini aldığında, hala yan yana uyumakta olan aşıklar yakalanmışlar gökyüzüne. (not:Zaten yeryüzündeki günahların en iyi seyredildiği yer gökyüzü olmuş daima.) Güneş, gördüklerini hemen yetiştirmiş Afrodit'in kocası surat yoksulu Hephaistos'a. İki çıplak aşığı bir fileyle kıskıvrak bağlayıp, teşhir etmişer ihanetleri ibret-i alem olsun diye. "Siz buna zıtlık mı diyorsunuz şimdi?" demiş göz. "Sizce Afrodit'in yıkıcı tanrı ile kaçamağı mı zıtlık, yoksa ruhu da kendi gibi çirkin Hephaistos'a sadık kalması mı? Siz bana zıtlık gösterin, zıtlık yok mu?"

Gözbebeği: İnsanlarda yuvarlak, hayvanların çoğunda ise dikine elips biçiminde olan gözbebeğinin çapı, irise gelen ışığın miktarına göre değişir. Karanlık ve uzaklık büyütür gözbebeğini; aydınlık ve yakınlık küçültür. Yani bu kararsız çember, ışık varsa küçülür, ışık yoksa büyür. Yakına bakarken de küçüldüğüne göre, yakın olan aydınlıktır, aydınlıktadır. Uzağın payına karanlık düşer. Zaten karanlığı kimse yakınında görmek istemez.Aşık olunca da büyür gözbebeği; demek ki âşık olunan hep uzaktadır. Aradaki mesafenin verdiği acıyı azaltmak için, maşuka 'gözbebeğim!' diye hitap edilir."


3 yorum:

  1. Gerçekten harika bir kitaptır. Bu arada Pinhan'ı okumanızı tavsiye ederim .

    YanıtlaSil
  2. sevgili dalgasesleri tavsiyeniz için teşekkür ederim aklımda ve sırada Pinhan var sevgiler...

    YanıtlaSil
  3. Elif Şafak, Tuna Kiremitçi Dan Brown gibi yazarlar bana zorlma yaratılmış mis gibi imaj kokan yazarlar gibi geliyor okumamayı tercih ediyorum

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...