4 Şubat 2010 Perşembe

Lois Martin - Cadılığın Tarihi


Cadılığın Tarihi


Lois MARTIN


Kalkedon Yayınları


2009 İstanbul


ISBN 978-605-5679-31-6


99 Sayfa



Cadılar, Ortaçağ, Büyü, Okültizm sevdiğim konular... İdefixe'de bu kitabı görünce hemen sipariş verdim. Kitap bir cep kitabı olarak hazırlanmış. Ayrıntıya girmeden ana hatlarıyla özet bir tarihi yelpaze sunuyor. Sayfa sayısından da anlaşılıyor. Kolay okunan bir kitap. İlgilendiğim bir konu olduğu için severek okudum.

Cadı imgesi modern çağda gerek -bizde henüz pek kutlanmayan- cadılar bayramı gerek sinema gerekse televizyonlarda genel olarak sempatik olarak kullanılan bir imge. Tatlı Cadı Samantha'yı kim sevmez? Ya da Harry Potter'ı. Samantha tatlı... Harry Potter sempatik...
Peki Ortaçağ'da yakılan onca kadının suçu neydi. Bu konu derin bir konu. Kitabın alt başlığı "Ortaçağ'da Bilge Kadının Katli". Bunda derin bir mana gizli. Kitapda rastlamadım ama başka bir yerde okuduğuma göre (kaynağını hatırlayamıyorum), Ortaçağ'da kilise erkek doktorlar yetiştirmeye başlar, ancak o dönemde tıp kadınların elindedir. Ebeler, kocakarılar insanları doğurtur, hastalıklarını teşhis eder ve yaptıkları bitkisel ilaçlarla onları iyileştirirlermiş. Hal böyle olunca kimse kilisenin yetiştirdiği doktorlara (ki kendileri erkek) kimse gitmemiş. Bu yüzden kilisenin özellikle kadınları hedef alan bu cadı avını başlattığını okumuştum. Ne kadar acı.
İlk kadın yakılması (engizisyonun emriyle) 1180 yılında Toulouse kentinde gerçekleşti. O yıllarda binlerle ifade edilen sayılar zamanla arttı. İyimser rakam 200.000 kişi.
Cadılarla ilgili basılmış en ünlü kitap 1486 yılında Jacop Sprenger ile Heinrich Kramer'in yazdıkları Malleus Maleficarum (Cadıların Çekici) adlı kitapdır. Kitapda bilinen cadı inançlarının ayrıntılı listesinin yanında, şüpheli cadıların sorgulanması için önerilen yasal prosedürleri içeriyordu. En etkili cadı avı metinlerinden bir olarak tarihe geçen kitap 1669 yılına kadar 29 kez basılmıştır. Bu tür kitapların yanında cadı avına karşı çıkan en ünlüsü ise Friedrich Spee'nin 1631 yılında yayınlanan Cautio Criminalis (Suçlarda Dikkat Edilecekler) kitabıdır. Kitapda "O işkenceyi papaya yapsan, o da cadı olduğunu kabul eder" benzeri cümlelerle doludur.
Dediğim gibi bir cep kitabı Cadılığın Tarihi. Daha önce Haydar Akın'ın "Ortaçağ Avrupası'nda Cadılar ve Cadı Avı" (Dost 2001) kitabını okumuştum. Haydar Akın cadılara ve cadı avına dair ne varsa detaylarıyla kapsamlı olarak kitabında yer vermiş. Bende cadılarla ilgiliyim, belki de bir cadıyım, okuyayım kısa ve öz olsun derseniz Lois Martin'in "Cadılığın Tarihi"ni, yok uzun uzun detaylı okuyayım derseniz Haydar Akın'ın "Ortaçağ Avrupası'nda Cadılar ve Cadı Avı"nı tavsiye ederim.
Cadılığın Tarihi kitabından:
"Cadıların Sabbatlar'a uçarak gittikleri fikri, kökenlerini gece gezintisi ya da vahşi av olarak bilinen pagan geleneğinden almaktadır ve pagan tanrıça Diana ile onun yerel benzerlerinin klasik cadı prototipini nasıl etkilediği konusunda en güçlü ögelerden biridir. Öte yandan geceleri gökyüzünde dolaştıklarına ve insanların kanını emdiklerine inanılan baykuş görünümlü iblis kadınlar olan kan emici striga ya da lamialar gibi pagan efsanelerinin de etkisi vardır. Bu inançlar, büyük oranda bebek katili iblisler Lilith ve Lamia efsanelerininden beslenmişti. İbrani efsanesine göre Lilith, Adem'in kaburga kemiğinden değil kendisi gibi yeryüzünden yaratılmış ilk karısıydı. Bu Lilith'i Adem'den aşağı değil onunla eş değer bir konuma getirmektedir. Evlilikle ilgili bir dizi tartışmanın ardından yuvadan uçtu ve iblis aşıklarıyla birlikte çölde yaşayabilmek için onu terk etti. Lilith kendi iblis çocuklarının hayatına karşılık yeni doğmuş bebeklerin canını alan şeytani ve kin dolu bir figüre dönüştü. Benzer biçimde, Libya kraliçesi Lamia da kendi çocuklarının tanrıça Hera tarafından öldürülmesinin ardından bir bebek katiline dönüştü. Hera Lamia'nın, kocası Zeus'un sevgilisi olduğunu fark etmişti. Daha sonra bedbaht Lamia'nın diğer insanların çocuklarını öldürerek intikamını aldığı söylenir. Bu farklı ve birbirinden uzak halk hikayeleri zamanla birbirine karışmış ve sonraki Orta Çağların ardından uçan şeytani cadı prototipi ortaya çıkmıştır."
"Cadıların Sabbat'lara uçarak gittiği inancı pek çok açıdan sorgucuların çoğu zaman dile getirdiği gibi, Sabbat'ların ıssız ve ulaşılmaz yerlerde yapıldığı iddiasını pekiştirmek için gerekliydi. Newfoundland, cadıların popüler gece istikametlerinden biriydi."
"Engizisyon'un İngiltere'de çok az etkisi oldu ve cadılık kıtanın tümünde korkuya neden olan komplo teorisi biçimine asla dönüşmedi. Hatta Malleus Maleficarum, kıtada defalarca basılmasına karşın, görece modern zamanlara dek İngilizce'ye çevrilmedi."
Ortaçağ Avrupası'nda Cadılar ve Cadı Avı kitabından:
"Engizisyon mahkemesi komisyonunda yer alan doktorun iki görevinden biri sanığın sorguda işkence nedeniyle erken ölmesini engellemek, diğeri ise cellatlara sanatlarını icra ederken yardım etmek ve yeni teknikler göstermekti."
"17. yüzyılın başına kadar kısmen uygulanan eski infaz ritüelleri, diri diri yakma, suda boğma ve diri diri toprağa gömme olarak üç grupta toplanmıştır. Bunlar celladın can alma görevini, doğanın sınırsız arındıran kudretine terk etmiştir. Suçlunun suçlu olduğu tespit edilince kötülüklerden arınması için kan dökmeksizin ateş, su, toprak gücü ile arınması için bırakılmıştır."
Birde bunun yanında günümüzde hızla yayılan Wicca dinide bu konunun bir başka boyutu.



Yargılanın cadı olduğunu anlamak için sorulan sorulardan bazıları:
1. Kedi, kurbağa, fare, yarasa gibi şüpheli hayvanlarla aranız iyi mi?
2. Canınızı sıkan insanların başına kötü şeyler geliyor mu?
3. Solak mısınız?
4.Suya düşünce batmadan suyun üzerinde kalabiliyor musunuz?
5. Arkadaşlarınız sizi fazla kibirli, gururlu ya da kıskanç olarak nitelendirir mi? (NTV Tarih Ekim 2009)
Not: Beni Ortaçağ'da kesin potansiyel bir cadı olarak görürlerdi belki de yakarlardı. Çünkü kedilere bayılırım, üstelik solakım :S


5 yorum:

  1. çok ilginç bilgiler paylaşım içn teşekkürler...sanırım bende cadı olarak yakılırdım :))

    YanıtlaSil
  2. sizin blogunuz Thalassapolis'i tesadüfen keşfetmiştim, mitoloji ile ilgili bir arama yapıyordum google'da Arakhne ile ilgili yazınızı gördüm o günden sonra takip ettim, anladığım kadarıyla zevklerimiz ortak. Ne Okudum blogunuz da çok zevkli va başarılı... tavsiye listenizden Roma'dan Bizans'a yı yeni okumaya başladım. Size nasıl teşekkür etsem az. Böyle bir kitabın varlığını bilmiyordum. Geç Roma ve Bizans dönemini çok seviyorum. Bu konudaki paylaşımlarınız için teşekkür ederim. Roma'dan Bizans' bitince cadılarla ilgili tavsiyelerinizi ve Theophrastos'un Karaterler'ini okuyacağım sevgiler...

    YanıtlaSil
  3. sevgili kedicik kedilerin şeytani bir hayvan olarak sayılmazsına kesinlikle karşıyım ve anlamsız buluyorum
    Barış Bey yazdılarınız için çok teşekkür ederim. Sevdiğim konuları aktarmaya çalışıyorum paylaştıklarımın beğenilmesi beni çok mutlu etti...
    thalassapolis'de Geç Roma'ya devam edeceğim tavsiyeniz üzerine sanırım bu akşam güncellerim sevgiler...

    YanıtlaSil
  4. cadı avlarının kadın hekimler yetişmesiyle başladığı bilgisini ben, metis'in cadılar ajandasında okumuştum, 2009 yılına aitti sanıyorum; bir kadın hekim cadı olarak hatırlatmak istedim.
    blogunuzu yeni keşfettim, ancak sanırım daha sık konuşacağız artık:) sevgiler..

    YanıtlaSil
  5. Hoşgeldin Özlem :)
    Siz yazınca hatırladım evet doğru Metis'in ajadasında yazıyordu yıl 2007 teşekkür ederim :))
    Ben solak bir kedisever,siz hekim olarak yakılacaklarında ilk sırada olurduk :)
    bu güzel yorum için çok teşekkür ederim sık konuşmayı ben de çok isterim tekrar görüşmek üzere sevgiler :)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...