16 Mayıs 2011 Pazartesi

Arthur Phillips - Mısır Kâşifi


Mısır Kâşifi (The Egyptologist)

Arthur Phillips

Metis Yayınları

2007, İstanbul

ISBN:975-342-600-3

403 Sayfa

Çeviri: Aslı Biçen




Mısır Kâşifi'ni okumam uzun sürdü farkındayım. Sebebi çok çeşitli ancak en önemli nedeni sanırım ilk 100 sayfanın çok zorlayıcı olması. İki paralel metin var süre giden ve 100 sayfadan sonra bu birbirinden görece bağımsız gibi görünen metinler birbirini tamamlamaya başlıyor ve "hıı" diyorsunuz.

Kitabı çok merak ederek aldım ve büyük bir hevesle başladım. Ancak belirttiğim gibi ilk 100 sayfa ağır geçti. Bu kısmı atlatınca akıcı ve merak uyandırıcı bir hale dönüştü. Bu seferde benim kişisel bir takım işlerim nedeniyle uzun sürdü. Ancak netice olarak şunu söyleyebilirim ki benim gibi Mısır medeniyetini seviyorsanız okumanızı öneririm. Roman tam olarak tarihi roman yada polisiye türüne girmese de bu   tatlar var. Final ise şaşırtıcı.

Roman, Mısır'a I. Dünya Savaşının sonlarında bulduğu papirüslerde adı geçen kral Atum-Hadu'nun mezarını bulmak için kazı yapmaya gelen Mısır Bilimcisi (Eygptolog) Ralph M. Trilipush'un günlüğü ile başlıyor. Hemen arkasından ise romanımızın diğer kahramanı özel dedektif Harrold Ferrell'ın bir mektubu ile devam ediyor. Daha sonra bir Trilipush'un günlüğü, yazdığı ve ona gelen mektuplar, bir Ferrell'in yazdığı mektuplar şeklinde devam ediyor. Aslında sanırım şu an en zor kitap yorumumu yazmaktayım. Öyle girift bir girişi var ki ifade etmek çok zor olacak benim için. Netice olarak kestirmeden söylemek gerekirse. Zengin bir adam gayrı meşru çocuklarını bulması için bir ekip kurar. Avustralya’da yaşayanı bulmak için de bu ekip Harrold Ferrell'i tutar. Bu gayrı meşru oğlu bulmak için oradan oraya yol alır. Pek çok kişi ile görüşür. En son görüştüğü kişi onu Hugo Marlowe'a götürür. Ancak Marlowe da kayıptır ve bu sefer karşısına bizim Mısır Kâşifimiz Trilipush çıkar. Ona ulaşmak için Boston'a geldiğinde onun çoktan Mısır'a keşfe gittiğini öğrenir ve nişanlısı ile iletişime geçer. Yukarda bahsettiğim üzere dedektifin yazdığı mektuplar 30 yıl sonrasına ait olup bu nişanlının yeğeni ile yapılan yazışmalardır. Galiba sizin de aklınız biraz karıştı :)

Aslında evet başta biraz kafa karışıyor ancak sonra netleşiyor ve merak ettiren hoş bir romana dönüşüyor. Başta hayal kırıklığına uğramış olsam da sonrası için aynı şeyi söylemem. Zira ben de güzel bir tat bıraktı. Arthur Phillips'in bir diğer ünlü eseri Prag'ı da okumayı çok istiyorum.


Ve bu kitap nasıl okunur? Elbette böyle :)



7 yorum:

  1. Romandna ziyade kitabın nasıl okunacağına dair çektiğiniz fotoğraf hoşuma gitti.
    Sevgiler

    YanıtlaSil
  2. ayyy zaten Metis yayınlarınn kitapları hep böyle değil midir, beyin cıkcıklaması yaptırıcı:)))

    YanıtlaSil
  3. Sevgili Firarperest teşekkür ederim :))

    Canım Aslı katılmaktayım sana :))

    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  4. Kitabı not aldım. Bu kitap nasıl okunur'a da bayıldım. Gerçekten bu kitap aynen öyle okunur sanırım :)

    YanıtlaSil
  5. Sevgili Nefertiti aslında Mısır'da okunması daha güzel olurdu ama ne yapalım :) Sevgiler

    YanıtlaSil
  6. Ya bu ne güzel kitap okuma ortamı,ba-yıl-dım!

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...