27 Haziran 2012 Çarşamba

Thomas Mann - Venedik'te Ölüm

Venedikte Ölüm (Der Todd in Venedig)


Thomas Mann


Can Yayınları


2011, İstanbul


ISBN: 978-975-070716-2


103 Sayfa


Çeviri: Behçet Necatigil





Derin bir takım nedenlerden dolayı denizi seviyordu: Bu sevgi çok çalışmış, dünyanın soluk aldırmayan çeşitliliği karşısında basitin, genişin koynuna sığınmayı özlemiş sanatçının sessizlik gereksinmesinden doğuyor, parçalanmamışa, ölçüsüze, ebediye, hiçliğe karşı duyduğu o yasak, görevlerine tamamen aykırı, işte asıl bunun ayartıcı eğiliminden ileri geliyor. Kusursuz uğruna didinen, mükemmelde dinlenmeye can atar; hiçlikse mükemmelin bir biçimi değil midir? 


1912 yılında yayınlanan Venedik'te Ölüm aslında Goethe hakkında bir öykü olarak tasarlanmıştı. Eserin konusu Goethe'nin ileri yaşlarında yaşadığı bir aşk olacaktı, ancak konu değişik bir gelişme gösterdi ve öykü, Goethe model alınarak yaratılan Gustav von Aschenbach karakteri üzerinden sanatçının yaratma sorunun irdeler ve öykü aşk-ölüm temasına işler. 

Thomas Mann'ı yıllar önce Büyülü Dağ ile sevmiştim. Sevgili Özgür'ün de yazısında belirttiği gibi uzun ve dingin bir yolculuk idi Büyülü Dağ. Ama sonunda zirve çıktığınızda bu uzun yola değdiğini anladığınız bir romandı. Venedik'te Ölüm biraz bu yüzden değişik geldi bana. Yaratma sıkıntısı çeken yazarın kendini güzele teslim etmesi konu itibariyle oldukça ilgi çekici ve mitolojik göndermeler ile benim için büyük bir keyif olsa da pedofili duygulardan rahatsız olmadım desem yalan olur. 

Kitabı okumadan önce iyi bir mitolojik bilgisinin olması elzem sanırım ki Sevgili Özgür de buna değinmiş. Aslında çeviriye dip notlar eklenerek bu eksik giderilebilinir. Zira bazı benzetmeler örneğin Zeus - Semele benzetmesi oldukça havada kalıyor. Semele'nin neden yanıp kavrulduğu kısaca dip not olarak verilebilirdi. Dediğim gibi öykü bir mitoloji sözlüğü ile okununca keyifli olabilir. Bu açıdan ben sevdim metni. 

Bir diğer çıkardığım anlam ise; Aschenbach'ın insanların mı kusursuz güzellikleri yarattığının (Yunan Klasik Dönem heykelleri) yoksa tanrının mı kusursuz güzelliği yarattığının sorgulaması (Öyküdeki genç karakter Tadzio). 

Konuya biraz daha değinirsem; Dinlenmek için Venedik'e giden ünlü yazar Aschenbach genç Polonyalı Tadzio'nun Yunan tanrıları ile yarışan güzelliğinden çok etkilenir. Bundan önce kurtulmak ister ve şehir terk etmek üzere yola çıkar. Yolda hata yaptığını fark eder ancak geri dönmekte tereddüt eder ancak ufak bir karışıklık ona otele geri dönme fırsatı tanır. Otele döndüğü zaman kendini akışa bırakır ta ki kentte salgın hastalık ortaya çıkana kadar. Hastalıktan kaçmak yerine kendini ölümün kollarına teslim eder. 

Öykünün Visconti tarafından çekilmiş bir de film uyarlaması mevcut. 

9 yorum:

  1. Her zamanki gibi bir kitap daha siteni aylardır takip ediyorum. Tesadüfen bir agatha araştırmamla buldum seni macbeth yazından da çok etkilendim ancak şu an roger ackroyd cinayetini okuyorumi:)))). Ayrıca agatha yorumlarını çok özlediiiim bekliyorum. :P

    YanıtlaSil
  2. Birkaç aydır sizi takip ediyorum agatha hayranlığım sayesinde buldum ve son yazınız macbethten de çok etkilendim ancak agatha yorumlarınızı özlediimm:) şu an tavsiyeniz üzerine roger ackroydu okuyorm umarım yeni agatha planınız vrdr.:)

    YanıtlaSil
  3. Birkaç aydır sitenizi takip ediyorum. agatha hayranlığım sayesinde sizi buldum ayrıca macbeth yorumlamanız hoşuma gittiğinden okumaya karar verdim. Agatha yorumlamalarınızı çoook özledim. şu an tavsiyeniz üzere roger ackroydu okuyorum:) sevgiler...

    YanıtlaSil
  4. Birkaç aydır sizi takip ediyorum. Agatha hayranlığım sayesinde sizi buldum. tavsiyeniz üzere şu an roger ackroydu okuyorum. Agatha yorumlarınızı da çok özlediğimi belirtmek istedim aynı zamanda macbeth yazınız da şahaneydi:) sevgiler...

    YanıtlaSil
  5. Çok teşekkürler :) Ağustos ayında yeni bir Agatha ayı planımız var Sevgili arkadaşım Biblio ile onun da yazılarını tavsiye ederim şahanedir http://bibliofk.blogspot.com/
    Sevgiler

    YanıtlaSil
  6. Mitoloji bilgisine sahip olmak kitabi daha da keyifli yapiyordur kesinlikle. Yazimda da belirttigim gibi bazi göndermeler havada kaldi benim icin ya da gönderme oldugunu bile anlayamadigim yerler olmustur mutlaka. Dedigin gibi dipnotlarla desteklenseydi benim gibi cahiller de daha cok sey kazanabilirdi kitaptan.

    Pedofil egilimlere cok takilmadim acikcasi okurken. Güzele olan saplantili bir askti benim gördügüm veya kendimi odakladigim.

    Buddenbrooklar'i okuyorum su an. Mann ayimizin son kitabi. 3 kitap icinde Buddenbrooklar zirvenin sahibi olacak sanirim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten mi? Merak ettim bak şimdi merakla bekliyorum yazını.

      Sil
    2. Seviyorum cag romanlarini. Hafta basinda yazmis olurum.

      Sil
  7. Merhaba,
    Goethe'nin kitaplarını okumak istiyorum. Ama öyle çok yayınevi basmış ki. Almanca'dan çeviri olduğu için de güvenemiyorum. İnanın kime sorsam diye düşünürken, aklıma siz geldiniz :)
    blgonuzda bulamadım ama siz de muhakkak Goethe okumuşsunuzdur. Hangi yayınevinden basılmış kitaplarını almak iyidir sizce? Bordo- Siyah var ama ona hiç güvenmiyorum. Siz ne dersiniz?
    Sevgiler,
    Fatma

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...