16 Eylül 2010 Perşembe

Orhan Pamuk - Kara Kitap




Kara Kitap

Orhan Pamuk

İletişim Yayınları

2003 İstanbul

ISBN: 975-470-453-8

448 Sayfa





"Aynaya baktım ve yüzümü okudum. Yüzüm rüyamda şifrelerini çözdüğüm Rosetta taşıydı. Yüzüm kavuğu düşmüş bir mezar taşıydı. Yüzüm okuyucunun kendine baktığı deriden bir aynaydı..."


Orhan Pamuk'un seveni de sevmeyeni de çok. Yıllardır bende bir ön yargı ile kitaplarını okumaktan kaçındım. Neden ön yargılıyım bunu bile irdelemedim. Uzun bir süre önce okuduğum Beyaz Kale'sini sevmediğim için mi? Yoksa fazla siyasi bulduğum için mi? Ya da başka başka nedenlerden mi diye düşünmedim. Hep "Orhan Pamuk sevemeyenlerdenim" derdim... Denedim sevmeyi ama sevmedim, okudum kitaplarını ama sevemedim... Sonra düşündüm neden diye? Eşimin çok sevdiği bir yazar olan Orhan Pamuk külliyatı kütüphanemizde dururken az denediğimi düşündüm. Masumiyet Müzesi yayınlandığında Orhan Pamuk'un bir röpörtajında kitabı anlatışından etkilenmiş ve okumaya karar vermiştim. Ancak eşim o sırada okuduğu için ertelemek zorunda kalmıştım. Sonra araya başka kitaplar girdi ve geçenlerde gözüm Kara Kitap'a takıldı. Adından dolayı merakımı cezbetti. Bir kitap ne kadar kara olabilir ki? Tüm iyi niyetimle ön yargılarımı bir yana koyarak kitabı okumaya başladım. Kabul etmek gerekir ki Orhan Pamuk zor okunan bir yazar. İlk bir kaç sayfada ön yargılarım bıraktığım yerden bana bakarlarken birden ilk bölüm bitti ve ikinci bölüm "Boğazın Suları Çekildiği Zaman" başladı. Belki Kara Kitap hayatımda en sevdiğim ilk 5, 10 kitap arasına girmeyecek, ama bu bölüm benim şimdiye kadar okuduğum en güzel yazılardan biri. Çok hoşuma gitti. Bu kitap sırf bu bölüm için bile okunabilir diye düşündürdü beni. O bölüm olmasa Orhan Pamuk okumayı denemeye devam etme kararımı yeniden gözden geçirebilirdim.


Kara Kitap'a gelince; Orhan Pamuk dediğim gibi seveni sevmeyeni çok. Herkesin hem fikir olmadığı bir yazar. Yazdıklarını birer şaheser olarak görenler de var, yazdıklarını roman bile kabul etmeyenler de... Ben bu tartışmalara girmek istemiyorum. Hazır ön yargılarımdan kurtuldum yeni ön yargılar yaratmayayım.


Kitap Galip, Celal ve Rüya karakterleri üzerine kurulmuş. Aynı apartmanda büyüyen Galip ile amcasının kızı Rüya evlidir. Rüya'nın başından bir evlilik geçmiştir. İlk kocası sol bir gruba bağlı olduğundan Rüya'nın bu ortamdan kurtulup Galip ile evlenmesi ailede büyük bir mutluluk ile karşılanmıştır. Celal ise Rüya'nın üvey abisi ve Milliyet gazetesinde köşe yazarıdır. Çocukluklarından beri yazıları takip eden Rüya ve Galip Celal'e hayrandır. Bir kış günü Galip eve döndüğünde Rüya'nın ona kısa bir mektup bırakarak evi terkettiğini öğrenir. Mektupda Rüya "annemleri idare edersin" dediği için Galip kimseye bir şey söylemeden Rüya'yı aramaya başlar. Ama bir süre sonra bu aramalar çeşitlenir. Rüya ile Celal'in birlikte olduğuna inanarak, Celal'i aramaya başlar. Ancak onun da esrarengiz bir şekilde kaybolması Galip'i daha karmaşık bir girdaba çeker. Arayışı sürerken Celal'in köşe yazıları ona kimi zaman yol gösterir, kimi zaman işleri daha da karıştırır.


Kitap düşünce olarak çok başarılı. Bir bölümde Galip'in Rüya'yı arayışını okurken, bir sonraki bölüm Celal'in bir köşe yazısından meydana geliyor. Benim sevdiğim "Boğazın Suları Çekildiği Zaman" bölümü Celal'in bir köşe yazısı. Kitap "metafiction – üstkurmaca" olarak da değerlendiriliyor. Metafiction- üstkurmaca, yazarın araya girmesi, kendini anlatıcı olarak metne dahil etmesi ile kendi eleştirilerini yapması ve okuyucu ile iletişime şeklinde ortaya çıkan eser olarak tanımlanabilir.


Şeyh Galip'in Hüsn-ü Aşk'ın modern bir versiyonu -ki Hüsn-ü Aşk okuyacaklarım arasındadır- Galip, Şeyh Galip; Celal, Mevlana Celalelettin Rumi; Rüya ise Hüsn'ü Aşk'ın Aşkını temsil ediyor.


Kitap üzerine bir sürü olumlu olumsuz eleştiri bulabilirsiniz. Hatta Tahsin Yücel'in Orhan Pamuk'un Türkçe'yi kullanması ile ilgili ağır eleştirileri var ve katılmamak elde değil. Bazı cümleleri okurken yanlış bir çeviri okuyormuş hissine kapılabilirsiniz. Çok şey yazılabilir kitap üzerine hatta Kara Kitap üzerine kitap bile yazılmıştır (Nüket Esen "Kara Kitap Üzerine Yazılar"). Kitabı çok sevebilirsiniz, nefret edebilirsiniz, beğenirsiniz, beğenmezsiniz, aşırı uçlarda tepki verebilirsiniz. Ancak ben sevdiğimi ve kitapla gayet hoş vakit geçirdiğimi söylemek isterim. Orhan Pamuk okumaya devam...

11 yorum:

  1. bu adam bana da hep soğuk gelmiştir, hiç bir kitabını okumadım, okuyacağımı da sanmıyorum,ermenilere destek veren açıklamaları yüzünden kızgınım sanırım, aslında milliyetçi falan değilim ama ne bileyim kanıma dokundu işte.

    YanıtlaSil
  2. ''Bu kitap sırf bu bölüm için bile okunabilir diye düşündürdü beni''..Ben de sırf bu cümle için okuyacağım Kara Kitap'ı :)

    YanıtlaSil
  3. Sevgili Volkan, bende aynı hissiyatı paylaşıyorum. Bir Yazarın bu kadar derin siyasi görüşlerini belirtmesine gerek olmadığını düşünüyorum. Durum böyle olunca insanda kalın, yıkılması zor bir ön yargı oluşuyor, ben bunu yıkmak için çok uğraştım. Okumamanızı saygı ile karşılıyorum sevgiler...
    Sevgili Gizem bu bölüm gerçekten muhteşem öyle güzel anlatılmış ki bir felakat senaryosu olsa da bunu görmek istiyorum dedirtti bana okuduktan sonra tekrar konuşalım sevgiler...

    YanıtlaSil
  4. bazı kitaplar vardır hoş vakit geçirtir ve unutlur,bazı kitapları bir şeyler öğrenmek için okuruz,bazılarını ise dimağımızda bıraktıkları lezzet için.kara kitap işte bu dimağda lezzet bırakan kitaplardandır.cevdet bey ve oğulları'yla devam etmelisiniz,sonra sessiz ev,sonra benim adım kırmızı.

    görüşleri,sözleri,yaşam tarzı umurumda bile değil.orhan pamuk kim ne derse desin iyi bir yazar.

    YanıtlaSil
  5. Sevgili Kara Kitap okurken aklıma geldiniz ve kulaklarınız çınlattım yorum ve önerileriniz için teşekkür ederim. O zaman listeme Cevdet Bey ve Oğulları'nı alıyorum sevgiler...

    YanıtlaSil
  6. Ben Beyaz Kaleyi de seviştim Okuduğumda "Hoca" karakteri ile Orhan Pamuk'un (fikriyatta) Aynı kişi olduklarını düşünmüştüm.

    YanıtlaSil
  7. Sevgili Lynrd dediğim gibi Orhan Pamuk ile ilgili hem fikir olan yok. Beyaz Kale'yi ön yargılı okumuştum belki dönüp tekrar okumam gerek. Sevgiler...

    YanıtlaSil
  8. Bugüne kadar hiçbir kitabını okumamıştım açıkçası okumayı da düşünmüyordum.Çünkü adamın kitapları hakkında pek olumlu eleştiriler yok.Ama bu yazınız için Kara Kitap'ı okumayı deneyeceğim. Sonuçta tanınmış bir yazarımız en azından yazarlığı hakkında küçükte olsa bir fikir sahibi olurum ve okumayacaksam da mantıklı bir gerekçem olmuş olur. :)

    YanıtlaSil
  9. Sevgili Kitap Kurdu kesinlikle katılıyorum iyi bir okur olmanın yolu önyargısız olmak sanırım nobel ödülü almış ilk (umarım son olmaz) bir yazarımızı okumak önemli sevip sevmemek o ayrı bir tartışma konusu olur yorum için teşekkürler ve umarım en azından okuduğunuz zaman "Boğazın Suları Çekildiği Zaman" bölümünü beğenirsiniz sevgiler...

    YanıtlaSil
  10. Merhabalar!
    Uzun süredir bu kitabı okumak istiyorum fakat bir türlü fırsat olmadı. Orhan Pamuk okumaya Benim Adım Kırmızı ile başlamıştım fakat yıldızımız pek barışmadı :/ Bu yazıdan sonra tekrar Kara Kitap isteği uyandı bende :)

    YanıtlaSil
  11. Merhaba Gökçe
    Orhan Pamuk benim de çok sevemediğim bir yazar olmasına rağmen Kara Kitap'ı çok sevdim yazıda da belirttiğim gibi sadece Boğaz'ın Suları Çekildiği Zaman bölümü için bile okunur. Umarım okuduktan sonra benimle aynı düşünceleri paylaşırsın. Sevgiler...

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...