Mrs. Dalloway
Virginia Woolf
İletişim Yayınları
2010 İstanbul
ISBN: 975-470-022-2
192 Sayfa
Çeviri: Tomris Uyar
"Yaşamı ve ölümü vermek istiyorum, sağlığı ve çılgınlığı; toplum düzenini eleştirmek istiyorum, işler halinde, en yoğun biçiminde."
Evet, Virginia Woolf güncesinde Mrs. Dalloway için böyle yazmış. Gerçekten de bunu başarmış. Yaşam ve ölüm iç içe romanda. Bu ölüm ve yaşamın iç içe olması belki de zor okunan bir roman yapmış, Mrs. Dalloway'i. Çok kalın bir kitap olmamasına rağmen bir haftada ancak okuyabildim. Yazar romanı bölümlere ayırmadığı için bu da okumayı güçleştiren bir unsur. Bazı satırları dönüp tekrar okudum ve cümleleri iyice anlamlandırmaya çalıştım. Virginia Woolf aslında ciddi bir zaman yaratarak okunacak bir yazar. Öyle otobüste, sağda solda okunamıyor. Ancak ben kendi adıma, bu kadar geç Woolf okuduğum için hayıflanırken, aslında farkında olmadan doğru bir iş yapmışım. Daha gençken okusam hem bu kadar sabırlı olmayabilirdim, hem de bazı şeyleri fark edemeyebilirdim.
Yazar romanda bir günü, tam bir gün bile değil aşağı yukarı 10-12 saatlik bir zamanı anlatır. Deniz Feneri’nde olduğu gibi bariz bir olay yoktur. Bu 12 saatlik zamanda geri dönüşlerle şimdiki zaman ve geçmişi bir arada anlatır. Romanda Big Ben’de önemli bir roldedir. Saatin kaç olduğunu o bize söyler. Mina Urgan’ın belirttiğine göre yazar romanına ilk olarak The Hours (Saatler) adını vermeyi düşünmüş. Aslında bu daha iyi bir isim olurdu.
Romanda iki baş kişi var: Clarissa Dalloway ve Septimus Warren Smith. Clarissa Dalloway yüksek sınıftan ellili yaşlarında bir ev hanımıdır. Roman Clarissa Dalloway’in akşam vereceği parti için çiçekçiye gitmesi ile başlar. İki baş kişi birbirini tanımazlar ancak ikisi de reklam uçağını görür, bir lastik patlamasını duyarlar ve resmi bir araba görürler. Birbirlerine yakın ama birbirlerini tanımadan yaşarlar aynı günü. Daha da ilginci ikisi de Shakespeare’in sözlerini anımsarlar. "Şimdi ölmek, şimdi çok mutlu olabilmek demektir."
Romanda iki baş kişi var: Clarissa Dalloway ve Septimus Warren Smith. Clarissa Dalloway yüksek sınıftan ellili yaşlarında bir ev hanımıdır. Roman Clarissa Dalloway’in akşam vereceği parti için çiçekçiye gitmesi ile başlar. İki baş kişi birbirini tanımazlar ancak ikisi de reklam uçağını görür, bir lastik patlamasını duyarlar ve resmi bir araba görürler. Birbirlerine yakın ama birbirlerini tanımadan yaşarlar aynı günü. Daha da ilginci ikisi de Shakespeare’in sözlerini anımsarlar. "Şimdi ölmek, şimdi çok mutlu olabilmek demektir."
Clarissa Dalloway dışında diğer karakterler daha belirgin çizilmiş. Fakat Clarissa’nın nasıl bir karakteri olduğu pek anlaşılmıyor.
Diğer baş karakter Septimus Warren Smith ise savaşta yakın bir arkadaşının ölümünü gördükten sonra ruhsal dengesini kaybetmiş bir savaş mağdurudur. Septimus 30 yaşındadır ve bir İtalyan ile evlidir. Bir şirkette çalışmaktadır. Sık sık hezeyanlar yaşar.
Romanın sonunda birbirini tanımayan Clarissa ve Septimus aynı düşünce ile birleşirler ve bütünleşirler.
bir tane daha zor okunan romana dayanacak gücüm kalmadı :9, şu ara elimde nitche ağladığında var, arkasından yalnızlığın kederi sırada, yine de sağolun.
YanıtlaSil:) bir de beni düşünün Virginia Woolf gibi zor okunan bir yazarı arka arkaya okuyorum. Sonum kötü olmaz umarım :) şaka bir yana gerçekten üst üste zor kitaplar sıkıabiliyor neyseki Orlando'yu okuyorum Virgina Woolf'un en kolay okunan romanı sanırım. Sevgiler...
YanıtlaSilYazıda bahsedince hatırladım, Virginia Woolf'un kitaplarını hep yolda okumuşum gibi aklımda kalmış. Orlando nedense çok ağır ilerlemişti, Mrs. Dalloway ise muhtemelen Saatler filminden dolayı çok tanıdık gelmişti bana. Romanlarındaki kasvetli, kederli atmosferi seviyorum. Bu yazını da keyifle okudum canım, ellerine sağlık.
YanıtlaSilSevgili Biblio öncelikle teşekkür ederim. Bende tam doğru mevsimde okuduğumu düşünüyordum sonbahar atmosferi Woolf'un romanları ile örtüşüyor. Orlando ise beni tam anlamıyla şaşırttı bence ne kolay okunan Woolf romanı. Jacop'un Odası'nı ise çok merak ediyorum sevgiler
YanıtlaSilJacob'un Odası'yla ilgili yazacaklarını ayrı bir merakla bekliyorum ben de, Orlando hızlı gidiyorsa beklediğim yazı da yakında gelecek o zaman ;)
YanıtlaSilBende öyle umuyorum canım ;)
YanıtlaSilLiseden bir arkadaşım var, çok fazla görüşmeyiz, ama biliriz ki düşüncelerimiz benzerdir ve biliriz ki her daim benzer şeyler hissederiz. Çok özeldir, çok farklıdır.
YanıtlaSilVirgina Woolf hayranıdır o. Mrs Dalloway'i de okumuştu elbette. Eminim hayatının pek çok döneminde, tekrar tekrar okuyacak.
Biraz gevezelik ediyorum belki ama, bu bloga gelince çenem düşüyor, bu bir gerçek. Bu sene bir projeye dahil edildik. Okulu ve kütüphanesi olmayan bir köye, Söğütlü'ye, hocalarımızın da rehberliğinde kitap ve okuma alışkanlığı götürmeye çalışıyoruz. Köydeki çocuklarla konuştuk, onlara kendi okuma deneyimlerimizden söz ettik. Ayşenur, yani bahsettiğim arkadaşım konuşma sırası kendisine geldiğinde, beni ve eminim oradaki herkesi etkileyen şeyler söyledi...
Yere oturmuş, olanca içtenliği ile, gözlerinin içi parlarken dedi ki "Bazı kitaplar vardır, okuduğunuz zaman hayatınıza yerleşirler. Onlar bir türlü bitmez. Kafanızda tekrar tekrar yazarsınız. Bazen sonunu değiştirirsiniz, bazen ortasını. Bazı kitap karakterleri sizi her zaman, her yaşta takip ederler. Ben de bir kitap okumuştum. Mrs. Dalloway benim için böyleydi. Kitap hiçbir zaman bitmedi, hep kafamda. Sürekli düşünüyorum, Mrs Dalloway de beni sürekli takip ediyor. Bir de Raskolnikov var öyle, bir de çocukken okuduğum kitaplardaki Pıtırcık. Onlar hep benimle, şu zamana kadar beni takip ettiler. Bundan sonra da edecekler."
Yazınızı okuyunca paylaşma ihtiyacı duydum. Keşke konuşma fırsatınız olsa diye düşündüm...
Bu arada, artık alışkanlık oldu proje tanıtımı yapmak :) Ben kimseden kitaplığından kitap göndermesi gibi bir talepte bulunamıyorum. Yine de bize kitap yardımında bulunabilecek yayın evleri varsa bildiğiniz veya tanıdığınız insanlar varsa, projemiz aklınızın bir köşesinde bulunsun isterim.
Çok teşekkür ederim çok etkileyiciydi
YanıtlaSilSevgiler
Okumakta olduğum kitap hakkında neler yazıldığını merak edip nette gezinirken sayfanıza denk geldim. Yolda, ders aralarında okuyorum. Kendine Ait Bir Oda'yı daha kolay okunur bir kitap olarak kodlamışken hafızama, bu kitap açısından sizinle aynı fikirdeyim.
YanıtlaSil