Koltuktaki Ölü (Sad Cypress)
Agatha Christie
Altın Kitaplar
1990, İstanbul
ISBN: 975 - 405 - 179 - 8
181 Sayfa
Çeviri: Gönül Suveren
Okudukça anımsadım, anımsadıkça sevdim. Benim için başlarken de özel ve anlamlıydı, zira canım arkadaşım Biblio'nun gözdelerindendi. O yüzden zor bir yazı olacak benim için. Kitap her ne kadar bir polisiye olsa da ben de bıraktığı tat çok farklı oldu. Kelimelere nasıl dökeceğimi bilemiyorum ancak Elinor'un yaşadığı şeyleri kendim yaşamışım gibi hissettim ve o kadar içime işledi ki hala etkisi altındayım.
Farklı bir Christie desem hata etmem sanırım. Benim okuduklarımın arasında olayın mahkeme aşamasına gelmiş olanını anımsamıyorum. Zaten Poirot da olaya geç dâhil oluyor. Christie, mahkeme salonu gerginliği ile fark yaratmış.
Genç ve güzel bir genç kız olan Elinor bir gün imzasız bir mektup alır. Hasta halası ile ilgili olan mektupta başka birinin halasını etkisi altına alarak mirası kendisine bıraktıracağından bahsetmektedir. Mektubu nişanlısına (nişanlısı hasta halanın kocasının yeğenidir) gösterir ve halasına bir ziyaret yapmaya karar verirler. Gitmeleriyle birlikte olaylar başlar.
Dediğim gibi Elinor karakteri çok etkileyici ancak bunun yanında öyle değişik katmanları olan bir roman ki. Özellikle Bayan Welman'ın aşkı insanın içini burkan cinsten.
Ne kadar iyi, güzel ve masum olsa da Mary bana çok itici geldi. Hele Roddy'i öldürmek geldi içimden. Vefa, sadakat konularında aşırı hassasım sanırım.
Kitabın ismi ve kapak resmi ise tam evlere şenlik Canım Biblio'nun da belirttiği gibi hem bu baskısı hem de yeni baskısındaki (Esrarengiz Sanık) ismi çok yanlış. Hele bu baskıdaki kapak felaket. Bu yaşlı adam kim? Romanda tamam bir yaşlı adam ölüyor ama olayın onunla alakası yok. Hâlbuki orijinal ismi o kadar yalın ve anlamlı ki; Sad Cypress Hüzünlü Selvi.
Kitabın oldukça başarılı film uyarlaması burada.
Siz en iyisi bu benim sığ yazımı bırakın Canım Biblio'nun güzel yazısını okuyun. O güzel yazı da burada.
Sonrada alın bu kitabı okuyun, polisiye türün de ne harika öyküler yaratacağına şahit olun.
sizin de yazdığınız gibi ilk defa bir a.c kıtabında mahkeme salonu ve sorgulamalar bu kadar detaylı veriliyor. okurken ben de ozellıkle bu yonunu yakalayıp sevmiştim,benzer hisler uyandırmış demek ki. zamanında yazdığım yorumumu da kopyalayım bari :)------
YanıtlaSil" İmzasız bir mektupla başlayan entrika dolu olaylar...Yaşlı hala ölmek üzeredir ve akrabaları yanına gider , kadın henuz vasiyetname yapmamıştır ama anlatmak istediği bir seyler vardır ,once felç geçirir ve sonra da ölür,vasiyet yeğene kalır... Yeğenin nişanlısı ise bir anda başka bir kıza aşık olur ve bir kaç gün sonra bu kız da ölür... doğal olarak tüm şüpheler yeni mirasçı kızda toplanmıştır, aksi gibi tüm kanıtlar da onu göstermektedir...maktul zehirlenmiştir..Poirot 100. sayfalarda nihayet olaya dahil olur ve sanığı ipten kurtarmak için sorgulamaya başlar herkesi ve ilginç detaylar bulur...geçmişte yaşanan bir aşk hikayesi, katilin akıl almaz planı ...acaba gercek suçlu kimdir??? bir a.c kıtabında ilk defa mahkeme salonunda savcının ve avukatın tanıkları sorgulamaları bu kadar detaylı bize aktarılıyor ve bu kısım gercekten cok heyecan katıyor olaya. kıtabın ozellıkle sonları çok sürükleyiciydi 68. kitabımdı ve 9,5/10 verdim"
Sevgili Black Eagle yorumunuz yazımı anlamlandırdı ve zenginleştirdi. Çok teşekkür ederim. Sevgiler :)
YanıtlaSilçok merak ettim doğrusu. Poirot külliyatından okumadıklarımdan biri bu da. alınacaklar sırasında 5 Küçük Domuz ile baş sıraya koydum şimdi Hüzünlü Selvi'yi (ne güzel bir isimdir bu???)
YanıtlaSilah bir alsam da okusammm:)
hemen al derim canım ;)
YanıtlaSilDeniz'cim, yazını merakla bekliyordum biliyorsun. Bana ithafen yazdığın cümleler ve verdiğin değer için çok teşekkürler, kıymetli arkadaşım benim.
YanıtlaSilYazında çok hoş noktalara dikkat çekmişsin; Laura Welman'ın hayatı derin bir trajedi içeriyor hakikaten. Aynı ben de senin gibi Roddy'nin yaptıklarına deli oluyorum okurken. Elinor'u ise çok ayrı tutuyorum, bir parça da kendime benzettiğimden çok seviyorum sanırım.
Dediğin gibi Poirot'nun rolü çok az romanda. Mahkeme sahneleri normalde beni çok sıkmasına rağmen, bu kitapta ona bile aldırmamıştım, öyle güzeldi. Christie romanları arasında çok farklı, kendine özel bir hali var.
Ellerine, yüreğine sağlık canım.
Canım Biblio ben de bu güzel yorum için çok teşekkür ederim. Elinor'un o vakur ve asil duruşu, mirastan Mary ve Roddy'e pay vermesi takdire şayan şeyler. Ben de aynı şeyi hissettim, Elinor ile senin benzerliğini.
YanıtlaSilSeninle böyle güzel romanları okumak ve paylaşmak benim için çok özel. Sevgiler canım arkadaşım.
bugun fılmını de ızleme sansım oldu, hakikaten basarılı bır uyarlama olmuş, kıtap da cok guzeldı, filmi de cok guzel,
YanıtlaSilbenım kurdugum bır sıte olmamasına ragmen ufak da olsa bır reklam yapmak ıstıyorum, daha once uye olmamış agathacılar da katılmak ister belki
http://agathachristie.forumup.co.uk/index.php?mforum=agathachristie
sevgiler,saygılar
teşekkürler :))
YanıtlaSil