Masalcı (El Hablador)
Mario Vargas Llosa
Can Yayınları
2005 İstanbul
ISBN: 975-510-675-8
234 Sayfa
Çeviri: Celal Üster
Llosa haftasına; yazarın 1996 yılında yazmış olduğu "Masalcı" ile başladım. Beni ilk çeken kitabın adı oldu. İlk satır ile birlikte merakınız uyanıyor ve tüm kitap boyunca devam ediyor. Kurgu gayet başarılı. Kitapta asıl hoşuma giden mitolojik öğelerin olmasıydı belki de. Daha önceki eserlerinde Llosa gayet realist bir yazar olarak anılırken, "Masalcı" ile mitolojik öğelerle bezeli bir öykü anlatıyor. Belki, bu tespiti yapanları hayal kırıklığına uğratmış olabilir. Ancak mitos olarak zengin bir coğrafyanın yazarı olan Llosa'nın bu konuda yazmaması beni üzerdi.
Yüzünde ürküten bir doğum lekesi ile dünyaya gelen Perulu bir Yahudi olan Saul Zuratas'ın değişiminin öyküsü olan "Masalcı" farklı bir kıtada, Floransa'da başlıyor. Saul'un kadim dostu Perulu bir aydın, bir sanat galerisindeki "Amazon Ormanı Yerlileri Sergisi"ni gezerken bir fotoğrafa takılıp kalır. Uzun yıllar önce duyduğu, yerlilerin "Hablador" dedikleri Masalcı'nın resmini gördüğünde hafif bir şok geçirir. Önce, resmin çekilmesine yerlilerin nasıl izin verdiğini düşünür, ardından da resimdeki adamı tanıdığını fark eder.
Arka kapakta Saul Zunaras'ı, Prens Mişkin'e ve Kafka karakterlerine benzediği belirtilmiş. Prens Mişkin'e benzemesine bir dereceye kadar katılıyorum, ancak Kafka karakterlerine ben en azından benzetemedim.
En sevdiğim Llosa kitabı "Masalcı" oldu. Nedeni belki sadece kişisel zevkimden kaynaklanıyordur. Yerlilere, Güney Amerika'ya, mitoslara ilginiz varsa mutlaka okumalısınız.
"Dedi ki:" Eğer dingin yaşar, sabrını yitirmezsen, düşünecek ve anımsayacak zamanın olur. Böylece yazgınla buluşursun belki de. Belki de mutlu yaşarsın. Öğrendiklerini unutmazsın. Sabrını taşırır, zamanı alt etmeye kalkarsan, dünyanın düzeni bozulur. Ruhun örümcek ağına yakalanır. Kargaşadır bu. Olabilecek en kötü şey. Hem bu dünyada, hem de yürüyen adamın ruhunda..."
Kent ve Köpekler (La Ciudad y los Perros)
Mario Vargas Llosa
Can Yayınları
1984 İstanbul
444 Sayfa
Çeviri: Roza Hakmen
Yazarın ilk yazdığı kitap olan "Kent ve Köpekler", haftanın 2. kitabıydı. İlk yazdığı kitap olmasına rağmen tüm dünyada büyük ilgi gören ve pek çok dile çevrilen "Kent ve Köpekler" aynı zamanda yazarın otobiyografik sayılan bir kitabı. Yazar askeri okulda geçirdiği iki zorlu yılın deneyimlerini bu kitaba aktarmış. Kitaba adını veren kent Peru'nun başkenti Lima, Köpekler ise askeri kolejin öğrencileridir.
En çok bilinen ve en çok okunması tavsiye edilen kitap olduğu için özellikle bu kitabı bulmak için çaba sarf etmiştim. Oldukça maskulen deneyimlerin anlatıldığı kitap - çömezlere yapılan eziyetler, kavgalar, cinsellik, erkekliğe geçiş gibi, - bana göre değildi. Sanırım erkek okurlar daha fazla severler. (Sevgili Özgür şu an yazısını yazmış bulunmakta ama etkilenmemek adına henüz okumadım o nasıl buldu merak içindeyim :) )
Anlatım biraz karışık, diyaloglar iç içe ve takip etmek biraz zor. Özellikle şiddet içeren sayfaları okumakta zorlandım. Belki de bu beni biraz kitaba karşı mesafeli durmama neden olmuş olabilir. Ancak yine de bu kitabı okumasam Llosa külliyatı eksik kalırdı. Ben çok sevmedim ancak dediğim gibi Llosa'nın yazarlığında önemli bir eser. Kararı size bırakıyorum.
Yüzbaşı ve Kadınlar Taburu (Pantaleon y las Visitadoras)
Mario Vargas Llosa
Ayrıntı Yayınları
1988 İstanbul
247 Sayfa
Çeviri: Sargut Şölçün
Okuduğum en son, en ironik ve eğlenceli kitap "Yüzbaşı ve Kadınlar Taburu" oldu. Nasıl eğlenceli olmasın, dünyada en farklı iki kurumu bir araya getirip, bir de görev aşkı ile bezenmiş bir yüzbaşı karakteri yaratırsanız olur. İnce militarizm eleştirisiyle birlikte sağlam mesajı da olan bir kitap. Ancak "Kent ve Köpekler" gibi biraz kurgu karışık, diyaloglar kime ait bir nebze karışabiliyor. Ancak ufak bir gayret ve dikkat ile çok güzel bir kitap okumuş oluyorsunuz. Finali elbette biraz dramatik.
Sınırda görev yapan askerlerin sıcak iklim nedeniyle kabaran libidoları ile kasabanın namuslu kadınlarına, kızlarına tecavüz etmeleri üzerine artan şikayetlerle birlikte, Generaller radikal bir çözüm bulurlar: Orduya bağlı bir genelev kurulması. Bulanabilecek en görevine sadık adamı bulurlar - Yüzbaşı o kadar görev adamıdır ki askerlerin yemeklerinden sorumlu olduğu görevde; yemek kitapları okumuş, yeni tarifler denemiştir; üniformalardan sorumlu olduğu bir diğer görevde terziliğe merak salmış, moda dergileri okumuştur. Tam anlamıyla işin içine giren bir kişiliği vardır-. Bu kadar işine sarılan bir yüzbaşı ile genelevde çalışacak kadınlar arasında yaşanacak ilişki haliyle kaçınılmaz olur. Generaller bu görevin çok gizli yürütülmesini isterler, ailesine bile anlatması yasaktır. Üniforma giymeden görevini yerine getiren yüzbaşı, geceleri geç ve içkili bir halde gelmeye başlayınca karısının tüm kuşkularını üzerine çeker.
Maalesef kitabın yeni baskısı yok Ayrıntı Yayınlarının ilk bastığı kitaplardan olan bu kitabın bir an önce yeni baskısı yapılmalı. Kesinlikle okunması gerekli. Ben severek okudum.
Genel olarak Llosa'yı sevdim ve okuduklarımdan sonra Nobel Ödülünü almasına şaşırmadım. Okumaya devam edeceğim, en merak ettiğim diğer eserleri ; Yeşil Ev ve Sevgili Özgür'ün okuduğu Teke Şenliği. Umarım en kısa zamanda onları da okur, Llosa'yı daha da yakından tanırım. Kısaca okumadıysanız Llosa okumalısız.
Özgür'ün Llosa yazıları burada.
Özgür'ün Llosa yazıları burada.
şimdi daha da üzüldüm katılamadığıma
YanıtlaSil:(..yüzbaşı ve kadınlar taburunun kapağını çok sevdim :)..Llosa eksikliği giderilecek kafaya kondu.
Ben de senin katılmadığına üzüldüm. Tavsiye eder bir başka proje de birlikte olmayı dilerim ;)
YanıtlaSilMasalci; mistik ögelere yer vermesi beni de sasirtti. Hafta boyunca okudugum 3 kitabinda da buna benzer bir sey yoktu. Merak uyandirici.
YanıtlaSilKent ve Köpekler; benim de yazimda belirttigim gibi zor bir kitap. Icerigi ve diliyle.
Yüzbasi ve Kadinlar Taburu; kapagi bence de hos ve eglenceli bir kitaba benziyor. Umarim yeni baskisi yapilir. Zira benim de Llosa haftasinda okumak istedigim bir kitapti ancak bulamamistim.
Bu güzel hafta icin cok tesekkürler. Yenileri de yakinda zaten :)
Sevgili Özgür kesinlikle yakında yeni procelerimizde buluşacağız :) ben de teşekkür ederim bu güzel kitapları paylaştığımız için gönülden sevgiler...
YanıtlaSilMasalcı'yı ben de okudum ve beğendim. Bunun yanında Yüzbaşı ve Kadınlar taburunu ben de merak ettim. Teke Şenliği ile beraber Llosa'dan okumak iki kitaptan biri.
YanıtlaSilBaşka bir projede umarım yine buluşuruz.
Sevgili Türker Masalcı gerçekten çok beğendiğim bir kitap oldu. Yüzbaşı ve Kadınlar Taburu'nu da beğeneceğini tahmin ediyorum.
YanıtlaSilEn kısa zamanda yeni bir proje de buluşmak dileği ile sevgiler...