1 Nisan 2011 Cuma

Rabindranath Tagore - Gora



Gora

Rabindranath Tagore

Bilgi Kültür Sanat

2008, İstanbul

ISBN: 978-9944-425-50-6

557 Sayfa

Çeviri: Murat Sirkecioğlu




Hindistan'da tahminimden bir kaç gün fazla kalacağım sanırım :) Gora çok güzel ve naif bir eser olmasına rağmen nedense elimde fazla uzun süre kaldı. Bu saatlerin alınmasıyla kurabiyemin de düzeni değişti geç yatmaya başladı o geç yatınca uyku öncesi okuma saatim de yok oldu haliyle. Baharın gelmesi de ayrı bir neden olabilir. Nihayetinde dün bitti. Kitap biter bitmez yazmayı istiyordum fakat önce Thalassapolis'e epey bir ara vermiştim onun yazısını yazmaya öncelik verdim. İnsanın istediği anda bloguna yazı yazması ne büyük bir zevk. Bir daha böyle yasakların yaşanmamasını diliyorum.

Gora, Hint özellikle Bengal edebiyatının en ünlü ve önemli eserlerinden.  Milli Eğitim Bakanlığı 100 Temel Eser arasında yer alıyor. Gora'nın yazarı Tagore  6 Mayıs 1861'de Kalküta'da doğdu. Babası  zengin bir Brahmandı. 1878'de İngiltere'ye gitti. Londra'da, University College'de hukuk öğrenimi yapmak istiyordu. Ama kısa süre sonra Hindistan'a geri döndü. 1878'de ilk kitabını, "Bir Şairin Masalı" yayımladı. Büyük bir aşkla seveceği Mrinalinidebi ile evlendi. Eşinin kısa yaşamı ve akabinde iki çocuğunun ölümü Tagore'u derinden sarstı. 1913'te Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldı. Buradan aldığı 8 bin Pound'u, 1901'de kurduğu kendi okulunun gelişimi ve ilerlemesinde harcadı. İki yıl sonra da "Sir" unvanıyla ödüllendirildi. Altmış sekiz yaşında resim yapmaya başladı; Moskova, Berlin, Münih, Paris, Birmingham ve New York'ta sergiler açtı. Müzikle ilgisi çocukluğuna kadar uzanıyordu; üç bini aşkın şarkı bestelemiştir. Uzun bir hastalıktan sonra, 7 Ağustos 1941'de Kalküta'da öldü.

Pekçok eseri Türkçe'de yer alan yazarın en ünlü eseri Gora'ya gelirsek; Binoy-bhusan bir gün evinin verandasında otururken bir kazaya şahit olur ve yardım etmek için sokağa fırlar. Devrilen arabadan genç bir kız ve yaşlı bir adam çıkar. Evlerine davet eder ve yaşlı adamın tedavisiyle ilgilenir. Kendini iyi hisseden yaşlı adam (Paresh-chandra Chatterji) ayrılırken Binoy'u evlerine davet eder.

2. Bölümde romana adı veren Gourmohan yani arkadaşlarının deyişi ile Gora sahneye çıkar. Gora Binoy'un en yakın arkadaşı ve Hint Vatanseverler Birliği Başkanı'dır. Binoy yardım ettiği Paresh Babu'yu ziyarete gittiğin de yolları Gora ile kesişir. Gora'nın orada olma nedeni ise bambaşkadır. Ailesi Gora'ya niyetlerini anlatmadan Paresh Babu'ya gitmesini söyler, niyetleri ise Gora'yı Paresh Babu'nun kızlarında biriyle evlenmesini sağlamaktır.

Gora çok benzemese de bana Babalar ve Oğullar'da ki Bazarov'u anımsattı o öfkeli haliyle. İşgal altında ki ülkesine gönülden bağlı olan Gora geleneklerini terk ederek batı hayranlığına karşı çıkar. Böylelerine inat geleneklerine sıkı sıkıya tutunur bağnazca. Gora'nın bu geleneklerine bağlılığı sayesinde Hindistan'ı yeniden ve daha yakından tanıdım. Kastların ne dengi acımasız olduğunu gördüm. Son satırlarını okurken içim sızladı. Naifliğinin yanında derin felsefesiyle de okunması gereken bir kitap Gora.

"Gora'nın sözleri yalnızca söz değil, sanki onun kendisi" diye düşünüyordu. "Konuşmasının bir biçimi, bir davranışı var, sanki canlı bir varlık. Ülkesine olan inancının gücü ve ona olan sevgisinin verdiği acıyı hissedebiliyor insan. Fikirleri yalnızca karşı çıkarak alt edilecebilecek fikirler değil. Gora'nın kendisi bunlar, Gora'ysa öyle sıradan bir adam değil." (S. 173 - Gora)

Yazarın diğer eserleri burada

5 yorum:

  1. Maalesef ben de tamamlayamayacagim listemi. Mayis ayinda, kalanlarla devam ederim artik. Sevgiler...

    YanıtlaSil
  2. canım ya güle güle git şimdi okudum yazını sevgiler Özgür'cüğüm

    YanıtlaSil
  3. Kitap bittikten sonra bende kalan ilk şey de Hİnt kast sisteminin katılığını ilk elden öğrenmem oldu:)

    YanıtlaSil
  4. Evet insan dehşete düşüyor böyle sistem olur mu diye
    Sevgiler

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...