24 Şubat 2010 Çarşamba

Susan Vreeland - Artemisia'nın Çilesi

Artemisia'nın Çilesi

Susan Vreeland

Literatür Yayınları

2007 İstanbul

ISBN 978-975-04-0405-3

340 Sayfa



Literatür Yayınlarından harika bir tarihi roman daha. "Artemisia'nın Çilesi" erken barok dönemin İtalyan ressamı olan Artemisia Gentileschi'nin hayatını konu ediyor. Romanı çok severek okudum. Çok akıcı bir dille yazılmış. Konuda etkileyici olunca sayfalar su gibi aktı.


Artemisia Gentileschi'nin en önemli özelliği Floransa'da bulunan Accademia di arte del disegno'ya kabul edilen ilk kadın ressam olmasıdır. Bu o dönem için hiçte azımsanmayacak bir başarı. Artemisia 8 Temmuz 1593 tarihinde Roma'da doğdu. Babası Toscana'lı bir ressam olan Orazio Gentileschi'dir. Atölyede çalışan Artemisia'nın yeteneğini fark eden babası, ona çizim ve boyaların karıştırılmasını öğretti. 17 yaşında kitabın kapağında kullanılan resmini yaptı (Susanna and Elders). Resimde iki yaşlı adamın genç Susanna'ya tacizini anlatılır ve muhtemelen yaşadıklarının bir yansıması olarak bu resmi yapmıştır. 1612 yılında Artemisia'nın resim eğitimi için babası çalışma arkadaşı Agostina Tassi ile anlaşır. Ancak Tassi genç kıza tecavüz eder. İlk ilişkinin ardından evleneceğine ikna ederek bir süre daha kızla birlikte olan Tassi'nin evden bir tablo çalması ve evli olduğunu duyulmasıyla olay mahkemeye taşınır. Bir yıl mahkum olan Tassi'den çalınan tablonun geri alınması ile babası olayı kapatır ve Artemisia'yı Floransalı mütevazi bir sanatçı olan Pierantonio Stiattesi ile evlendirir. Çift Floransa'ya taşınır. Artemisia burada bir tablo siparişi alır. Medici ailesinin himayesine girer ve akademiye kabul edilir. Floransa'da Galileo ile dostluk kurar ve uzun yıllar bu dostluk sürer. Roma, Venedik, Napoli şehirlerinde çalışan Artemisia 1638 yılında, İngiltere'de saray ressamı olan babasının yanına İngiltere'ye gider. Babasının ölümünden sonra yarım kalan işleri tamamlayıp 1642'de tekrar Napoli'ye döner. Gerçekte 4 oğlu bir veya iki kızı olan Artemisia'nın romanda sadece tek kızından bahsediliyor. Kızına resim yapmayı öğretmeye çalışmasına rağmen kızı Prudenzia resimle ilgilenmeyerek evlenmeyi tercih ediyor. Artemisia'nın 1656 yılında öldüğü kabul ediliyor.


Judith ve Holofernes


Yaşadığı tecavüzden etkilenen Artemisia feminist bir sanat yaklaşımı benimseyerek konu seçimlerinde erkekleri öldüren kadın figürlerine yer vermiştir. Bazı eleştirmenler Judith ve Holofernes tablosunda Judith olarak kendini çizdiğini söylerler. Caravaggio'dan etkilenmiştir.


Barok dönem resmi benimde en sevdiğim dönemdir. Poussin, Caravaggio. Lorrain en sevdiğim ressamlardır. Artemisia'yı açıkçası bilmiyordum. Ama o da en sevdiğim ressamlar kervanına katıldı. Eğer sizde tarihi roman ve resim seviyorsanız okumanız tavsiye olunur.





Kendi portresi






2 yorum:

  1. Ya süper bir başkaldırma bu. Beni hep cezbetmiştir tarihte yaşanan gerçek olaylar. İnsanlar ne acılar çekmiş ne mücadele vermişler. Bu kitabı mutlaka okuyacağım.

    YanıtlaSil
  2. Sevgili Dalgasesleri kesinlikle çok özel biri Artemisia, o dönemde kadınların hayatı yeterince zorken bir de erkeklere mal edilmiş bir mesleği, ressamlığı yapmak çok zor olmalı. Ama o inanmış ve başarmış, kendini kabul ettirmiş. Bazen yıldığımızda aklımıza onu getirerek cesaret bulmak gerekiyor diye düşünüyorum. Okuduğun zaman tekrar düşüncelerini paylaşırsan sevinirim. Sevgiler...

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...