6 Eylül 2010 Pazartesi

Paul Auster - Şans Müziği

Şans Müziği (The Music of Chance)

Paul Auster

Can Yayınları

2008 İstanbul

ISBN:978-975-510-443-0

202 Sayfa

Çeviri: Seçkin Selvi






Auster'i özlemişim... Paul Auster benim 1999 yılında depremden kısa bir süre önce keşfettiğim ve hayran kaldığım bir yazar. Çok sevmeme rağmen külliyatını bitirebilmiş değilim. Gerçi acelede etmiyorum hepsini okuyunca beni şaşırtması için yeni bir kitabını bekleyemeyebilirim. Evet her zaman ki gibi beni şaşırtmayı başardı Paul Auster. Kitap Ölmeden Önce Okunması Gereken 1001 kitaptan biri ve en sevdiğim Auster kitaplarından biri listeme eklendi. Kitap bir film tadında ve benim çok sevdiğim bir aktör James Spader'in başrolünü oynadığı bir filmi de mevcut. İzlemedim ama izlemeyi çok isterim.

Kahramanımız Jim Nash otuzlarındadır ve karısı tarafından bir süre önce terkedilmiştir. Hiç beklemediği bir anda kendine miras kalınca, İtfaiyecilikten ayrılır, küçük kızını ablasının yanına bırakır ve bir süre özgürce yaşamak ister. Arabasıyla ABD'yi bir uçtan bir uca gezmek, araba sürmek ona büyük bir haz verir. Bir yılın sonunda paralar suyunu çekince artık bu işe bir son vermeyi düşünür. Tam o sırada yolda Jack Pozzi adında biri ile karşılaşır. Pozzi kumarbazdır ve son oynadığı oyun sırasında tam kazanmışken soyulmuştur. Nash, Pozzi'ye bundan sonra ne yapacağını sorduğunda, planladığı bir işten söz eder. Ancak hiç parası kalmadığı için de gerçekleştiremeyeceğinden yakınır. Nash kalan son parasını Pozzi ile bu oyuna koymaya karar verir ve yola çıkarlar.
Kitapda şans mı? rastlantı mı? kader mi? oyun mu? gelgitleri yaşıyorsunuz. Bir ara bende Michael Douglas'ın ünlü filmi Oyun'da olduğu gibi birileri Nash'e bir oyun hazırladılar gibi bir düşünce hakim oldu. Nash kendini önce araba ile uzun yolculukları sırasında özgürleşirken, bir anda tam tersi nerdeyse bir hapis hayatı yaşadıkları bir dünyada kendini özgür hissetmesi "aslında insan ne ister ?" diye sordurtuyor.
Kitabın en heyecan bulduğum yanı Pozzi'nin poker oynadığı yaşlı milyonerlerin bir süre önce okuduğum Flaubert'in Bouvard ile Pécuchet'sini anımsatmasıydı.Kitapta Godot'yu Beklerken ve Sisyphos göndermelerinin olduğuna ilişkin yorumlara da katılıyorum.
Sonu ise yine tam Paul Auster'lik ve yine benim asıl dünyaya bir süre dönemediğim bir son. Okunmalı...

6 yorum:

  1. auster in görünmezini okumuştum, ensest ile ilgili uçuk bir kitaptı, bu öyle değilse hazır elimde kitap kalmamışken okurum

    YanıtlaSil
  2. hoşgeldiniz :) galiba yanlış kitapdan başlamışsınız bir de bunu okuyun derim teşekkürler yorumnuz için

    YanıtlaSil
  3. henüz Paul Auster kitabı okuyamadım ve çokkk merak ediyorum...

    YanıtlaSil
  4. Selam,

    Şu sıralar ben de Kara Kitap'a el attım yeniden, kaç yıl sonra akşamları bir yirmi sayfa yatmadan önce...

    Auster'e gelince ben Son Şeyler Ülkesinden başlamıştım kaç yıl önce, daha doğrusu başlayamadım hatırlamıyorum ama bitmedi ama yıllar sonra yeniden aldım kitabı, su gibi aktı, arkasında Yalnızlığıun keşfi hızımı alamayıp gidip bütün kitaplarını aldım, sizi anlıyorum, yavaş yavaş okuyorsunuz kitapları külliyatı tüketmemek için, bu kış kar yağınca ikinci kez okuyabilirim, Ay sarayı favorim, böyle işte, sevgiler, seleamlar

    YanıtlaSil
  5. Paul Auster benimde en sevdikleirm arasında. Bende Ay Sarayı ile başladım ve iyi bir seçimdi benim için. hayran kadlım diyebilirim. Yazı Odasında Yolculuklar ve Karanlıktaki Adam ile devam ettim. Bende yazarın tüm kitaplarını okuma isteği var. Şans Müziği de listemde zaten, çok teşekkürler.

    YanıtlaSil
  6. bu sabah keyifsizdim ta ki internete girip beni bekleyen üç değerli yorumu görene kadar... keyfim yerine geldi teşekkür ederim.
    Sevgili Biraz Şöyle Biraz Böyle; Biliyorsun bir Auster haftası planlarımız arasında umarım en kısa zamnadan bu projemizde hayat bulur sevgiler...
    Sevgili Nessuno; Ay Sarayı okuyamadıklarım arasında. Gerçekten de hemen okuyup bitirmek istemiyorum büyü kaybolmasın diye. Kara Kitap ise okuduğum 2. Pamuk kitabı olacak ben biraz Orhan Pamuk'a mesefeli duranlardanım ancak henüz 30 sayfa okumama rağmen Kara Kitap beni esir almış durumda bir fırsat bulsam da okusam diyorum umarım bu tad sonuna kadar devam eder sevgiler...
    Sevgili Kitap Kurdu; Yanılsamalar kitabı, New York Üçlemesi ve Leviathan'ı da tavsiye ederim. Zaten Paul Auster'i bir kere sevdiniz mi vazgeçmek mümkün değil sevgiler...
    şimdiden iyi bayramlar diliyorum ve bu güzel yorumlar için çok teşekkür ediyorum :)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...