Jose Saramago
İş Bankası Yayınları
2004 İstanbul
ISBN: 975-458-540-7
379 Sayfa
Çeviri: İpek Babacan
Uzun zamandır okumak istediğim bir kitaptı Lizbon Kuşatmasının Tarihi. Ama ben mi yanlış zamanda okudum yoksa kitapta mı bir problem vardı anlayamadım. Sevmedim, ısınamadım, zorlandım. Hele ilk 83 sayfa bir asır okumuşum gibi geldi. Sonra yazarın üslubuna mı alıştım yoksa kitap mı değişti bilemiyorum biraz daha okunası bir roman haline geldi. Çeviri de bir problem yok, yazarın üslubu böyle. Biraz Orhan Pamuk’u hatırlatan bir üslup. Uzun cümleler, kimin olduğu anlaşılmayan, sadece virgül ile ayrılmış diyaloglar… Dediğim gibi çok istiyordum ve bulmak için de biraz uğraşmıştım. Ama hiç keyif vermedi. Hatta bir ara bırakmayı bile düşündüm ama kitap bırakmayı sevmediğim için devam ettim. Editör ile yakınlaşmasının başladığı son bölümler nispeten daha iyiydi.
Kitabımızın konusuna gelirsek; Bir yayınevinde düzeltmen olarak çalışan Raimundo Silva, üzerinde çalıştığı Lizbon Kuşatmasının Tarihi kitabında cümledeki bir fiile olumsuzluk takısı ekleyerek 1147 yılında yaşanan kuşatmanın gidişatını altüst eder. İsteyerek yaptığı bu yanlışlığı kitabı yayınevine teslim ederken bile değiştirmez. Bu hata anlaşılıp düzeltilir. Düzeltmen işten çıkarılacağını düşünürken yeni göreve başlayan editör Maria Sara ona kurmaca bir tarih kitabı yazmasını önerir. Böylece düzeltmenin hayatı ile yazdığı tarihi romanın iç içe geçen öyküsü başlar. Bir süre sonra da Silva ve editör arasında bir ilişki başlar.
Sevgili Türker’in bu kitabı okuyacağını biliyorum. Yazıyı yayınlamadan önce ona mail yazarak, yazımı romanın tadının kaçmaması için okumamasını önerdim. O da kitabı bitirene kadar yazımı okumama söz verdi. Umarım Türker sever kitabı, onun yorumlarını merakla bekliyorum.
Okumayı düşünüp bu yazıyı okuyanlar için şunu söyleyebilirim; böyle bir üslup sizi sıkmayacaksa okuyun, ama sıkacağını tahmin ediyorsanız, elinizde başka kitaplar varsa onlara yönelin. Benim için keyifsiz bir okuma oldu ama, yine de çok istediğim bir kitabı daha okumuş olduğum için mutlu oldum.
Bende diyorum niye bu kadar uzun sürdü bu okuma:))
YanıtlaSilFarkettin demek :))
YanıtlaSilYa böyle olunca çok sıkıcı oluyor cidden...
YanıtlaSilŞu an bende de aynı sıkıntı var... Seni anlıyorum...
Herkes ilk 100 sayfayı aştıktan sonra su gibi akıp gidecek diyor ama içim sıkıldı şu an okuduğum kitaptan! Biraz da meşguliyetim fazla, güzelim kitap yanlış döneme denk geldi...
Ne yapalım her kitabı çok sevecek değiliz bu da böyle olsun ama Gazap Üzümleri gerçekten ağırdır sevgiler
YanıtlaSilBen de Filin Yolculugu'nda ayni sorunu yasamistim. Cok zor akmisti sayfalar.
YanıtlaSilYine de Saramago en sevdigim yazarlardan biri. Körlük, Görmek, Ölüm Bir Varmis Bir Yokmus bunu söylemem icin yeterli.
Diğer kitaplarını okumayı düşünüyorum Sevgili Özgür ama sanırım yakın bir zamanda değil sevgiler...
YanıtlaSilKonusu güzelmiş ama dediğin kadar ağır ise sıkılırım gibi geliyor :)
YanıtlaSilKesinlikle konu muhteşem...Tam bana göre ortaçağda bir kuşatma anlatılıyor buraya kadar herşey güzelde sonrası...Sevgiler
YanıtlaSilYazarın Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş adlı kitabı okudum ve hayran kalmıştım. Yazarın uslubu farklı tabii diğer yazarlara göre. Zamanı geldiğinde bu kitabı da okumak istiyorum. Teşekkürler.
YanıtlaSilSevgili Kitap Kurdu benim de çok merak ettiğim ve külliyatını okumak istediğim bir yazardı ama sanırım Orhan Pamuk gibi 2. kitabından sonra alışacağım o yüzden devam Saramago'ya Sevgiler
YanıtlaSilyazarın hemen hemen Türkçeye çevrilmiş tüm eserlerini okudum. Lizbon Kuşatmasının Tarihi, nasıl desem, bu bütün içinde biraz ciddi duruyor, kendini kolay ele vermiyor. Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş ve Körlük ilk başlangıç için daha iyi olacağını düşündüğüm kitaplar. Küçük Anılar isimli bir otobiyografisi de var, seversin sen hayat hikayelerini. benim kişisel favorim ise: İsa'ya Göre İncil. bu romanda İsa'nın hikayesini onun ağzından dinleriz. Kayıkta bir şeytanla pazarlık sahnesi vardır ki, sırf bu bölüm için bile okumaya değer. çok severim çok, nurlarda yatsın Saramago.
YanıtlaSilsevgiler.
Sevgili Gülçin bu güzel yorum ve önerilerin için çok teşekkür ederim. Aslında dediğim gibi tam külliyatını okumak istediğim bir yazar, kitabın adı beni cezbetti ortaçağ takıntım olduğu için ilk bu kitaptan başladım. Ama Saramago maceram devam edecek. Önerilerini not ettim bile sevgiler
YanıtlaSilYorumlarına aynen katılıyorum sevgili Deniz. Galiba Saramago'ya erken bir kitapla başladık. Ama kitabın son kısımlarını ben sevdim en azından artık kendini okutabiliyordu. Daha elimde 7Saramago kitabı daha var. Umarım onlar beni bu kadar zorlamaz.
YanıtlaSilSevgili Türker umarım diğer kitaplarında böyle bir sorun yaşamayız. Sonları kesinlikle daha iyi idi. Ya usluba alışıldığından yada gerçekten kendini toparladığından karar veremiyorum ama daha iyi. Sevgiler...
YanıtlaSilNOT: Kendimi iyi hisettim kitaba haksızlık yaptığımı düşünmüştüm :)
Jose Saramago'nun Körlük kitabını okudum yalnızca ve çok akıcıydı. Görmek için de benzer yorumlar duydum. Bir de bunları deneyin bence tabi yazardan soğuma olmadıysa :)
YanıtlaSilSaramago'dan soğumadım Körlük benim de çok merak ettiğim listem de bekleyen bir kitap umarım en kısa zamanda okuyabilirim teşekkürler Sevgiler...
YanıtlaSilAaa üzüldüm biraz böyle olmasına.
YanıtlaSilSaramago, dedem olsa keşke... Beni öyle etkilemiştir ki Saramago... Ben Ressamın Elkitabı ile tanıştım onunla. Bir cümle okumuştum ki aklıma kazınmıştır : "İnsanın -ayakları çizmeye göre fazla küçük olsa bile- babasının çizmelerini ayağına geçirmesi de insan olmanın bir yoludur."
Bir de Kabil ile Filin Yolculuğu'nu okuma fırsatım oldu. Körlük'ü sonlara saklıyorum.
Saramago'ya sanırım yanlış kitap ile başladım ama devam edeceğim vazgeçmek yok :)
SilSevgiler